22 Şubat 2023 Çarşamba

GÖZLEMCİ

Yaşanan üzücü bir olay karşısında zihinde beliren korku, kaygı, öfke, acı gibi duyguların dönüştürülmesi; varlığın tüm yönleriyle o olayı algılayarak gözlemci pozisyonunda kalabilmesine bağlıdır. Duyguların sürüklediği varlık zamanın, hareketin ve düşüncenin etkisinde yaşam içinde savrulurken; anda kalabilen varlık, farkındalık içinde odaklanarak, yüksek bilgiyle ve duru bir zihinle olaya hakim olmaya çalışır. Yani duygular varlığı değil, varlık duyguları kontrol edebilmeye başlar. Anın barındırdığı sevgi, ancak gözlem halinde, korkusuz ve endişesiz bir zihinle illüzyona hakim olunduğunda ortaya çıkabilir.

Yeryüzünde bulunmamızın tek nedeni gözlem yapmaktır. Gözlem, bir olayı sadece görmek demek değil, aynı zamanda o olayı bütün bir biçimde kavrayarak, mümkün olan en yüksek bilgi ve anlayışla içselleştirmek demektir. Birçoğumuzun pratiklerini yaptığı anda kalabilmek bu yüzden önemlidir.
Gözlemci andadır, realiteye hakim pozisyona gelmiştir ve yargısızdır. Çatışma ve ayrışma olarak gördüğümüz tüm düzensizliklerin nedeni bu hakimiyetin sağlanamamasındandır. Korku, kaygı, endişe gibi duygular varlığı zamana ve hakim olunmamış düşünceye bağımlı kılar. Anda kalabilen varlık farkındalık kazanır.

Burak Cömertler

16 Şubat 2023 Perşembe

SORUMLU

Kader, kendi sorumsuzluğunuzun, vicdansızlığınızın, yüksek bilgi ve akılla hareket etmeyişinizin suçunu yükleyebileceğiniz bir mekanizma değildir. Sizin kaderiniz iki elinizin arasında, realitelerinize; yüksek ahlak, etik ve bilgelikle hakim olmanızdadır. Sorumluluğu, adına yalanlar uydurduğunuz, onun adına varlıkları köleleştirdiğiniz, evrenin dışında bir yerde sizi yasaklarla ve felaketlerle sınayan bir tanrıda değil; kendi özünüzden akan sınırsız kaynağın ortaya çıkmasını engelleyen katı egolarınızda aramalısınız. Bilirseniz ki, bu egoların tek beslendiği duygu korkudur. 

Yozlaşmış, dogma anlayışları temel alan kaderci ve ayrıştırmaya dayalı söylemler; aklınızı kullanıp, silkelenmediğiniz sürece sizi kontrol altında, hipnoz halinde tutmaya devam edecektir. İradeniz ile yapabildiğiniz en yüksek hareket ve düşünceyle kendinizi dönüştürmenin gerçek kaderiniz olduğunu unutmayınız. 

Burak Cömertler


14 Şubat 2023 Salı

EĞİLİM

Negatif eğilimli bir varlık öfkesini ayrıştırmaya, bölmeye ve yasaklarla başka varlıklar üzerinde hakimiyet kurmaya kanalize eder. Pozitif eğilimli bir varlık ise, bu duyguyu, kendisinin bir parçası olarak kabul eder, akıl süzgecinden geçirir, onunla yüzleşir ve enerjisini; acıdan doğarak karşısındaki varlıkla bütünleşmek için kullanır. Çatışma, çatışan tarafların birbirlerinden ve bütünden farklı olmadıklarını anlamalarıyla, yerini dönüşüme ve birleşime bırakır. Olayın derinliklerinde barındırdığı sevgi açığa çıkar. Birlik, bağlarını, kendisini yeniden keşfederek fark eder ve varlıklar birbirlerine hiç olmadığı kadar sıkıca kenetlenirler.

Madde illüzyonu kurulur, dağılır ve yenilenir. Yaşanan hiçbir şey nedensiz ve birbirinden bağımsız değildir. Varlıkların dahil oldukları tüm realiteler kendi bilinç ve düşüncelerinin birer yansımasıdır. Yani, insan kendi gerçekliğini, iradesiyle yine kendisi meydana getirir ve bu gerçekliğin üstüne çıkabilmek için yine kendisini vazifedar kılar. Yaşanan acı, öfke ve ayrılık; bünyesinde barındırdığı dönüştürücü potansiyeli görebilene evrim basamaklarını tırmanma fırsatı sunar.

Burak Cömertler

3 Şubat 2023 Cuma

İKİ TANRI

Korku, egonun tanrısıdır. Varlığın düşünce ve eylemlerinin umuttan değil, endişeden ötürü olmasına yol açar. Yaşamsal döngülerin şifalandırıcı yönünü gizler, ızdırap verici, ayrıştırıcı yönünü ortaya çıkarır ve varlığın düşünceye değil, düşüncenin varlık üzerinde hakimiyet kurmasına neden olur. Kısır kalıplar, gelenekler ve sorgulanmayan öğretiler, onu duyguya ve zamana bağımlı kılar.

İlahi ışıktır özün tanrısı. Karanlığı aydınlatması yegane kaderidir. Katı vicdanlardaki küçücük bir çatlak bile yeter içeri sızması için. Sonsuzluğu ve bilgeliği andadır. Özgür irade tek yol göstericisidir. Ancak şartlanmamış bir zihinle, gölgelerle yüzleşmeye hazır olduğunda, varlık onu kendi içinde keşfedilebilir.

Her cümlenin ve surenin başında söylenen ve tekrarlanan "Şeytandan Allah'a sığınmak" ne demektir?

Otomatik bir biçimde yüz yıllardan beri mühür gibi ağzımızda olan bu ayet; korkmaktan, sorgulamamaktan, akıl etmemekten, nefsi kontrolünde yaşamaktan, yani aklın alabileceği tüm negatif yönelimlerden; yüksek bilgelik ve gelişmiş vicdan yönünde pozitif idrak hamlesi yaparak uzaklaşılmasının niyetinden başka bir şey değildir. Şekilsel bir tanrıyı şuursuzca tekrar tekrar anmanın ötesinde, tekamüle dair ilerlemenin, bilerek yaşamanın ve O'nu, bu süreçlerde adım adım keşfetmenin temel altlığını oluşturur.

Korkmadan yaşayabiliyor muyuz?

Varlığın sorgulaması ve sorgulaması gerektiğini anlayarak iradesini kullanmaya başlamasıyla, özündeki yüksek tanrısal karakter de belirmeye başlar. Bunun için aklını, iradesi yönünde korkusuzca kullanması gerekir. Daha önceleri dışarıda aradığı ve kendine ait olmayan kalıp sorularda bulduğu varoluşa dair tüm cevapları; bu sefer, egosal benliklerinin ve mevcut dogmatik düşüncelerinin yıkılmasını göze alarak kendi içine yöneltmeye başladığı sorularda bulmaya başlar. Samimi ve gerçek cevapları orada bulabileceğini anlamıştır. Bu, idraklenmenin ve otomatizasyondan uzaklaşmanın ilk adımıdır. Egonun tanrısı burada yitirilmeye başlanır. Varlık evreden evreye bu şekilde geçer.

Korkunun olduğu yerde sevginin ve umudun yeşeremeyeceğini anlamak ve yüzleşmekten kaçındığımız her şeyin, bizi dönüştürecek itici gücü bünyesinde barındırdığını ve bize ait olduğunu fark etmek gerekir. 

Burak Cömertler










ANDA MI KALMALIYIM?

 "Anda kalmalıyım" diyerek ana gelinmeye çalışılması, yaşam döngülerine farkındalıkla odaklanılmadığı sürece, geçici bir rahatlama...