Bilinç bildiğine, bilinçdışı ise bilmediğine yani zıttına gitme eğilimindedir. Konfor alanında, tekrarlayan huzurlu ve cezbedici döngülerde, bağımlılıkların, alışkanlıkların, hazların yörüngesinde geçirilen yaşam süreçleri mekaniktir. Bilincin etkin olduğu bu süreçlerde yüksek benlik egoya henüz potansiyel kazandıramamıştır ve ego katıdır. Yüksek benlik yani bir anlamda varlığın bilinçdışı aklın kökleri vasıtasıyla akıl ve beden bileşimine hakim olmaya başladığında irade gösteren ve içe yönelen varlıkta ruhsal kudret etkinlik kazanır. Bu durumda katı ego geçirgen hale gelir ve mekanik döngülerin üzerine adım adım mekanik olmayan yüksek biçimlerle çıkılmaya başlanır. Mekanikliğin idrak edilerek ötesine geçilmesi sevginin tezahür etmesini sağlar. Sorgulamak, idrak etmek ve yeri geldiğinde hayır diyerek zıtlarına yönelme cesaretini göstermek maddenin hakimiyetini ruhsal hakimiyet yönüne çevirir.
Eskiyi ve tekrar eden kısır döngüleri geride bırakmayı göze almak yeni ihtimalleri kucaklayabilmenin ilk adımıdır. Bu adımı atarken duyumsanan korkunun, kaygının ve endişenin ötesinde, bilinmeyene doğru bir hamle yapıldığında, insanın kendisini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu deneyimler yaşamında belirmeye başlar. Korkunun olduğu yerde sevgi yoktur ve hangi şartlar içerisinde olunursa olunsun varılacak sonuç değil gidilecek yol önemlidir.
Bilinçdışı bir yandan yaşam boyu edinilen ve nispeten daha çevresel, hayvani ve bilinçsel olan gölge yanlarını yüzleşebilmesi için adım adım varlığın karşısına çıkarırken, öte yandan da onu ruhuna, yüksek benliğine yaklaştıracak zıtlarına yani bilinmeyenlerine doğru gidebilmesi için ona özgü katalizörler tasarlar. Temel varoluş gayesi bilinçdışıyla bütünleşmek olan bilincin, deneyimlenen bu katalizörleri idrak ederek adım adım bilinçdışı ile arasındaki mesafeyi azaltması beklenir. İdrak etmek varlığı aşama aşama yüksek benliğine yakınlaştırır.
Burak Cömertler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder