Ana içeriğe atla

DÖNGÜYÜ KIRMAK

 Bilinç bildiğine, bilinçdışı ise bilmediğine yani zıttına gitme eğilimindedir. Konfor alanında, tekrarlayan huzurlu ve cezbedici döngülerde, bağımlılıkların, alışkanlıkların, hazların yörüngesinde geçirilen yaşam süreçleri mekaniktir. Bilincin etkin olduğu bu süreçlerde yüksek benlik egoya henüz potansiyel kazandıramamıştır ve ego katıdır. Yüksek benlik yani bir anlamda varlığın bilinçdışı aklın kökleri vasıtasıyla akıl ve beden bileşimine hakim olmaya başladığında irade gösteren ve içe yönelen varlıkta ruhsal kudret etkinlik kazanır. Bu durumda katı ego geçirgen hale gelir ve mekanik döngülerin üzerine adım adım mekanik olmayan yüksek biçimlerle çıkılmaya başlanır. Mekanikliğin idrak edilerek ötesine geçilmesi sevginin tezahür etmesini sağlar. Sorgulamak, idrak etmek ve yeri geldiğinde hayır diyerek zıtlarına yönelme cesaretini göstermek maddenin hakimiyetini ruhsal hakimiyet yönüne çevirir. 

Eskiyi ve tekrar eden kısır döngüleri geride bırakmayı göze almak yeni ihtimalleri kucaklayabilmenin ilk adımıdır. Bu adımı atarken duyumsanan korkunun, kaygının ve endişenin ötesinde, bilinmeyene doğru bir hamle yapıldığında, insanın kendisini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu deneyimler yaşamında belirmeye başlar. Korkunun olduğu yerde sevgi yoktur ve hangi şartlar içerisinde olunursa olunsun varılacak sonuç değil gidilecek yol önemlidir.

Bilinçdışı bir yandan yaşam boyu edinilen ve nispeten daha çevresel, hayvani ve bilinçsel olan gölge yanlarını yüzleşebilmesi için adım adım varlığın karşısına çıkarırken, öte yandan da onu ruhuna, yüksek benliğine yaklaştıracak zıtlarına yani bilinmeyenlerine doğru gidebilmesi için ona özgü katalizörler tasarlar. Temel varoluş gayesi bilinçdışıyla bütünleşmek olan bilincin, deneyimlenen bu katalizörleri idrak ederek adım adım bilinçdışı ile arasındaki mesafeyi azaltması beklenir. İdrak etmek varlığı aşama aşama yüksek benliğine yakınlaştırır.

Burak Cömertler




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...