Ana içeriğe atla

BAĞIMLILIK HALLERİ

 Ölüm, her ne kadar yaşamı ve deneyim süreçleri geçirmeye yarayan kaba bedeni geride bırakmak olsa da, esas manada bağımlılıkların bırakılmasına karşılık gelir. Bedenin geride bırakılması, sorumlulukların ve alınması gereken derslerin de geride bırakıldığı manasına gelmez. Sonraki enkarnasyonlarda bu derslerin mutlaka verilmesi gerekecektir. Geçmişe ya da maddi hazlara karşı geliştirilen türlü bağımlılık halleri esasen kıymetli birer cevher gibidir ve çeşitli duygu formlarında, mekanik döngüler halinde; varlığın kendisini bir üst evrim seviyesine ulaştırabileceği itici tesirleri barındırırlar. Bu yüzden bağımlılık hallerine ait duyguları kontrol etmek ya da bastırmak yerine, saf bir biçimde gözlemleyerek tesirlerini içselleştirmek gerekir. İrade gösterilerek bilinçli bir yerden "hayır" denildiğinde ise gerçek özgürlüğe kavuşulur. İnsan bu özgürlük halinde gerçekten ölebilmiş ve bir anlamda zamandan özgürleşebilmiştir.

İnsanın türlü türlü bağımlılıkları vardır. Yemeye, içmeye, mal biriktirmeye, kalp kırmaya, korkmaya, kızmaya, affedememeye, geçmiş pişmanlıklarında acı çekmeye, gelecek vizyonlarında kaybolmaya... Tüm bunlar varlığın kendi yaratımı olan ve kendi eliyle zaman düzlemine yerleştirdiği imajinatif parçalarıdır. Yaşam bir meydan okuma yeridir. Bu meydan okuma, insanın kendi eliyle yaratarak madde illüzyonuna yerleştirdiği ve bağımlılıklarının oluşmasına sebep olan bu parçalarını mağlup etmesinden başka bir şeyi gaye edinmez.

Zamana yerleştirilen ve duygu biçiminde hissedilen bu parçaların mağlup edilmesinin tek yolu onları idrak etmekten geçer. Bunun için, insanın kendi içine odaklanması ve duygusunu kendisinden ayrıştırmadan gözlemlemesi şarttır. Ardından prensipler halinde yeni üst yaşam biçimlerinin oluşturulması için irade gösterilir. 

Bilince bağlı olan her unsur gibi duygular da çocuk gibidir ve anlaşılmayı beklerler. Onlara karşı ses yükseltmek, onları görmezden gelmek, uzaklaştırmak ya da kontrol etmek, vermek istedikleri mesajın alınmasını zorlaştırır. Onlara alan açarak yönlendirici tesirlerini anlamaya çalışmak ise gerçek anlamda ilerlemenin ve özgürleşmenin yolunu açar.

Yaşam, şimdiki zamanda, içinde bulunulan anda akar. Geçmişi deneyimleyen ise geride kalmış birer vizyondan ibaret olan imajinatif benliklerdir. İnsan, bu farkındalık doğrultusunda şu anda olduğunu anlamalı, geçmişini kabul ederek yaşananların derinlerinde yatan sevgiyi idrak etmeli ve ilgili benliklerin hepsini bağışlamalıdır. Bunu, geliştirdiği farkındalıkla bilerek yapmalıdır. Bu halde hakiki özgürlüğü tadabilir, zamandan, maddeden özgürleşebilir ve gerçek manada henüz yaşarken ölebilir.

Burak Cömertler


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...