Gözlemci gözlemlediğinde değil, gözlemlediğini idrak ettiğinde onu kendine mal edebilir. Gözlemci varsa gözlenen vardır, yargılayan varsa yargılanan vardır, analiz eden varsa analiz edilen vardır. Şuur, bu ikilik hallerinin tümünde zaman düzlemindedir, limitlidir ve ego devrededir. Madde illüzyonunun etkin olduğu bu ayrılık halleri, dışarıya odaklanılan ve karşıdaki varlığa referansı zaman olan mekanik bir noktadan bakılması sonucu belirir. Ayrılıkları giderebilmek ve gözlemlediğini kendinden ayırmadan bir bütün halinde görebilmek için ise, içe doğru odaklanarak ana, yani zamansızlık noktasına gelebilmek gerekir. Varlık, yüksek benliğine bu anda hizalanır ve şuur sahasının dışına çıkarak kendisini, kendisinden ayrıştırdığı şeyle, bir bütün halinde bu anda gözlemleyebilir. Şuur sahasının dışına çıkabilmek için ise sessizlik gerekir. İçe odaklanma halinde beliren sessizlik, karşıdakini saf ve direkt bir biçimde kendinden ayrıştırmadan algılamanın yolunu açar. Sevgi bu yolla tomurcuklanır...