Hiçbir kurtarıcı, yol, öğreti veya din yoktur ki, siz düşünmediğiniz sürece sizi aydınlığa ulaştırsın. Dogmaları yıkabilmenin ve onlardan özgürleşerek idrakli hareket edebilmenin yegane yolu, şartlanmamış bir zihinle, korkmadan, sınırsızca düşünebilmekten geçer. Bu sayede yüksek benlik egosal benliklere boyun eğdirilebilir ve özün madde düzleminde pırıl pırıl ışıldamasının yolu açılır. Varlık bu noktadan sonra şahsiyet kazanmaya başlar, hayata yargısız bakabilir, varoluşu koşulsuz sevip kucaklayarak, bütünü bir olarak görebilmesinin önündeki illüzyonik kalıpları parçalayıp dağıtabilir. Bir varlığı edindiği bilgisi değil, o bilginin tesiriyle geçirebileceği düşünme süreçleri aydınlatabilir. Varlık, ne kadar az sorguladığının ve neden sorusunu içine yeterince yöneltip yöneltemediğinin farkında olabilmelidir. Yaşamın her anında, varoluşa dair tüm gözlem ve etkileşimlerimizde bir hamleyi ne kadar sorgulanmış bir anlayışa göre yapıyoruz veya ne kadar otomatizmaya dayalı katı kalıpların yönl...