12 Kasım 2024 Salı

EN YÜKSEK DİN

 İnsanın kaderi iki eli arasındadır. Ellerinden birisi aklını diğer ise ruhsal kudretini yani vicdanını temsil eder. Devre sonu ya da altın çağ olarak adlandırılan içinde bulunduğumuz bu dönem, bir kimsenin artık dine, geleneğe, öğretiye, kurtarıcıya, yönlendirmeye yani herhangi bir dış şartlanma mekanizmasına ihtiyaç duymadan, kendi yüksek benliğiyle temas kurarak, erişeceği en yüksek bilgiyle, aklının ve vicdanının önderliğinde hareket etmesi gereken bir dönemdir. Anlayabilen için en yüksek din akıl ve vicdandır. Sınırları olmadan genişleyen ve kapsayıcı yegane unsur olan sevgi, bu iki unsurun hakim olduğu varlıkta, evrensel birliğin ve Yaratan ile olan sarsılmaz bütünlüğün eşsiz, parlak bir yansıması olarak tezahür eder.

- Yüksek benlik ile bağlantıda olmak demek; serbest şuur haline yakın, şartlanmalardan uzak, sınırlandırıcılarının farkında, içine odaklı, dikkatli bir gözlemci olmak demektir.

- Akıl konulan yerde ruhsal kudret devreye girer. Akıl ve ruh birbirlerinden bağımsız değillerdir ve anın barındırdığı sevgi bu birliktelik sayesinde açığa çıkar. Geçmiş bu  anda dizayn edilir, hakikat bu anda belirir.

- İnsanın, başına gelen her şeyin yaratıcısının yine kendisi olduğunu öğrenmesi gerekir. O gün geldiğinde herkesin yalnızca kendi vicdanından sorumlu olacağı unutulmamalıdır.

- Dünya yaşamı egolarımızla ayrık parçalar halinde görünen, Bir ve Tek olan Sonsuz Yaratan'ın madde illüzyonu içindeki yansımalarıdır. Ego ayrılık yaratır ama dönüştürülmesi varlığı birliğe götürür. Akıl ve vicdan sahibi olan insan, bu dünyadaki sınavının bu dönüşümü gerçekleştirmek olduğunu bilir.

- Yüksek benliğine yakınlaşmak isteyen insan egosunu idrak etmeli, buradaki titreşimsel düzensizliği kabul ederek, alacağı veriyi alıp kendisini affedebilmelidir. İdrak, kabul ve bağışlama döngüyü sönümlemenin anahtarıdır.

- Kendini bağışlayan tüm evreni bağışlayabilir. Bağışlamak, Yaratan ile aradaki mesafeyi ortadan kaldırır. İnsanın bilmediği şey Sonsuz Yaratan ile evren arasında, Yaratan'dan ayrı olmayan bir kanal bağlantısı olduğudur.

Burak Cömertler

10 Kasım 2024 Pazar

İMAN

 İman kavramı sanıldığı gibi körü körüne bir inanca karşılık gelmez. Kesinliğini bilmediğiniz, var olduğunu ya da olacağını umduğunuz şeye inanırsınız. İman etmek demek, eriştiğiniz bilgelik ve anlayış düzeyinin üzerinde, giderek yükselen başka yüksek bir seviyenin her daim olduğunu ve olacağını idrak etmek demektir. Bu idrak sizi kendi serbest şuurunuza yaklaştırarak içsel bir bağlılık ve derin bir güven duygusu hissetmenizi sağlar. İçsel gücün hissedildiği anda korkular dağılır ve sevgi belirir. Bu durum bir anlamda içinizdeki tanrısallığa yakınlaşmaktır. Hangi mesele ile ilgili olursa olsun, gerçek iman sahibi olan birisinin, inanç düzeyindeki katı ve sabit anlayışlarda takılı kalmış olan değil; sorgulayarak ve sorumluluk alarak bakış açısını genişleten ve kendisini sürekli yenileyen bir kimse olduğunu unutmamak gerekir.

İman etmenin tanımını, inanç düzeyindeki çarpık ve sabit bir noktadan algılamak birçoklarının işine geliyor veya onları konfor alanında tutarak huzurlu zamanlar geçirmelerini sağlıyor olabilir. Sabit olan ya taş gibi katılaşır ya da umulmadık bir sarsıntıyla yıkılır. Katı olan geçirgen bir hal aldıkça varlık kendini idrak eder ve birliğe erişir. İnsan, sorgulayıp idrak ettiği ve bu yolla giderek geçirgen bir hale geldiği noktada tekamül basamaklarını sağlıklı bir biçimde tırmanabilir.




3 Kasım 2024 Pazar

RUHUN AŞAMALARI

 Ruh, bir şeyden başka bir şeye dönüşmez; yani bitki ruhuyken hayvan ruhuna, hayvan ruhuyken de insan ruhuna dönüşmez. Bir enkarnasyondan diğerine geçerken sonda aracı olarak kullandığı bedenleri değişir. Ruhun evrimi demek maddi sahalarda deney ve gözlem süreçleriyle tecrübesini artırması demektir. Burada bahsedilen ruh, Sonsuz Yaratan'ın enerjisinin bireyselleşmesi ile evrene giren ve tanrı tohumu olan yüksek benliktir. Dirilten, öldüren ve maddeyi yeniden kuran ruhtur. Ruh, enerjisini boyutlar içerisine yönlendirerek şuur uzantıları yapar ve benliğin benlikten ayrılması biçiminde, uygun beden ve şuur hallerinde varlıklar meydana getirir. Enkarnasyon evrimin yalnızca bir çeşididir ve ruh, tecrübesini artırdıkça, en ilkel hücresel yapıdan başlayarak, bitkilik ve hayvanlık aşamalarına, ardından da kompleks insanlık aşamalarına kadar, sayısız bedenlenmeler geçirerek türlü türlü realiteleri deneyimler.

Ruhlar bu süreçlerin ardından da, farklı boyutlarda, farklı beden yapılarında, şuur hallerinde ve gezegenlerde, bu aşamaların da üstüne çıkacakları evrim düzeylerinde sonsuz tekamül yolculuklarını sürdürürler. 

Varlıklar, önceleri bitkilik safhasında otomatik bir içgüdü ve ilkel düzeyde bir sezgi ile tekamül süreçleri geçirirken; ardından hayvan bedenleri kullandıkları aşamalarda, sezgi ve ilkel düzeyde bir idrakle gelişim süreçlerini devam ettirirler. Bu aşamalar sonunda elde ettikleri ilkel düzeydeki idrak; insan bedenleri kullanmaya başladıklarında geliştirecekleri idrakleri için ve bununla birlikte yaşamlar boyu, deneyimlerle erişecekleri vicdan aşamaları için varlıkları hazır hale getirir.

Bitki ve hayvanlar grup ruhları tarafından idare edilip yönlendirilirler. Bu aşamadaki varlıklar, henüz beşer düzeyindeki bir insan gibi benlik kazanmamış ve olgun bir idrake erişememiş olduklarından grup ruhlarına bağlanmışlardır. Grup ruhu hayvanların bireysel ruhlarının idaresini onlar yerine yapan organizatör bir plan gibi çalışır ve ruhların gelişimini gözetir. Grup ruhları bir hayvan türüne hakim olur ve o gruba bağlı olan ruhlardan sorumlu olurlar.

Burak Cömertler



Kaynak: Ra Bilgileri, Sadıklar Planı Celseleri, İlahi Nizam ve Kainat




AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimle...