İnsanın kaderi iki eli arasındadır. Ellerinden birisi aklını diğer ise ruhsal kudretini yani vicdanını temsil eder. Devre sonu ya da altın çağ olarak adlandırılan içinde bulunduğumuz bu dönem, bir kimsenin artık dine, geleneğe, öğretiye, kurtarıcıya, yönlendirmeye yani herhangi bir dış şartlanma mekanizmasına ihtiyaç duymadan, kendi yüksek benliğiyle temas kurarak, erişeceği en yüksek bilgiyle, aklının ve vicdanının önderliğinde hareket etmesi gereken bir dönemdir. Anlayabilen için en yüksek din akıl ve vicdandır. Sınırları olmadan genişleyen ve kapsayıcı yegane unsur olan sevgi, bu iki unsurun hakim olduğu varlıkta, evrensel birliğin ve Yaratan ile olan sarsılmaz bütünlüğün eşsiz, parlak bir yansıması olarak tezahür eder. - Yüksek benlik ile bağlantıda olmak demek; serbest şuur haline yakın, şartlanmalardan uzak, sınırlandırıcılarının farkında, içine odaklı, dikkatli bir gözlemci olmak demektir. - Akıl konulan yerde ruhsal kudret devreye girer. Akıl ve ruh birbirlerinden bağımsız...