Ana içeriğe atla

RUHUN AŞAMALARI

 Ruh, bir şeyden başka bir şeye dönüşmez; yani bitki ruhuyken hayvan ruhuna, hayvan ruhuyken de insan ruhuna dönüşmez. Bir enkarnasyondan diğerine geçerken sonda aracı olarak kullandığı bedenleri değişir. Ruhun evrimi demek maddi sahalarda deney ve gözlem süreçleriyle tecrübesini artırması demektir. Burada bahsedilen ruh, Sonsuz Yaratan'ın enerjisinin bireyselleşmesi ile evrene giren ve tanrı tohumu olan yüksek benliktir. Dirilten, öldüren ve maddeyi yeniden kuran ruhtur. Ruh, enerjisini boyutlar içerisine yönlendirerek şuur uzantıları yapar ve benliğin benlikten ayrılması biçiminde, uygun beden ve şuur hallerinde varlıklar meydana getirir. Enkarnasyon evrimin yalnızca bir çeşididir ve ruh, tecrübesini artırdıkça, en ilkel hücresel yapıdan başlayarak, bitkilik ve hayvanlık aşamalarına, ardından da kompleks insanlık aşamalarına kadar, sayısız bedenlenmeler geçirerek türlü türlü realiteleri deneyimler.

Ruhlar bu süreçlerin ardından da, farklı boyutlarda, farklı beden yapılarında, şuur hallerinde ve gezegenlerde, bu aşamaların da üstüne çıkacakları evrim düzeylerinde sonsuz tekamül yolculuklarını sürdürürler. 

Varlıklar, önceleri bitkilik safhasında otomatik bir içgüdü ve ilkel düzeyde bir sezgi ile tekamül süreçleri geçirirken; ardından hayvan bedenleri kullandıkları aşamalarda, sezgi ve ilkel düzeyde bir idrakle gelişim süreçlerini devam ettirirler. Bu aşamalar sonunda elde ettikleri ilkel düzeydeki idrak; insan bedenleri kullanmaya başladıklarında geliştirecekleri idrakleri için ve bununla birlikte yaşamlar boyu, deneyimlerle erişecekleri vicdan aşamaları için varlıkları hazır hale getirir.

Bitki ve hayvanlar grup ruhları tarafından idare edilip yönlendirilirler. Bu aşamadaki varlıklar, henüz beşer düzeyindeki bir insan gibi benlik kazanmamış ve olgun bir idrake erişememiş olduklarından grup ruhlarına bağlanmışlardır. Grup ruhu hayvanların bireysel ruhlarının idaresini onlar yerine yapan organizatör bir plan gibi çalışır ve ruhların gelişimini gözetir. Grup ruhları bir hayvan türüne hakim olur ve o gruba bağlı olan ruhlardan sorumlu olurlar.

Burak Cömertler



Kaynak: Ra Bilgileri, Sadıklar Planı Celseleri, İlahi Nizam ve Kainat




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

SENİN ESERİN

Sürekli mutlu olunması gerektiğini kim söyledi? Acı çekmenin, hasta olmanın gereksiz olduğunu, göğün her zaman açık olması gerektiğini kim söyledi? Kim söyledi dünyanın adaletli bir yer olması gerektiğini, buna dair kök inanç nasıl oluştu? Kim söyledi savaşların olmaması gerektiğini, ölümün kötü olduğunu? Dünya kendi etrafında dönüyor, insan da onun üzerinde etiyle, kemiğiyle ve düşüncesiyle dönüyor. Döngüleri kısır ve sevgisiz. Dışında olan, ona acı veren her şeyin kendi sevgisizliğinin eseri ve yansıması olduğunu anlayamıyor. Sorgulamıyor, yalnızca inanıyor. Hayır, o sadece rahat etmek istiyor, hem de hiç çaba harcamadan. Hiç sorumluluk almadan kalıplara sığmaya, kimlikler ardına gizlenmeye devam ediyor. En büyük marifeti de bir suçlu bulup onu dışarıda araması. Bu düzeni kendi eliyle kurdu. Dışında oyalandı, içine bakmayı unuttu, kurduğunun esiri oldu. Güç ve haz onun gözlerini kör etti. Her yeri acıyla kaplı halbuki. Etini çizsen kanayacak. Dışardan yardım beklemekten, kurtarıcı yo...

RUHSAL UYANIŞ

 Ruhsal uyanış, uyanmayı istemekle ya da uyanmalıyım demekle gerçekleşmez. Uyanış bir hedef değil, doğal bir sonuçtur. Kök çakradan giren evrensel kozmik enerjilerin, ilk üç enerji alanında içsel enerjilerle kesişerek meydana getirdiği deneyimler ve bunların sonuçlarının özümsenmesinin ardından, varlık bu kesişimi yeşil, mavi ve çivit renklerine karşılık gelen üst enerji alanlarında gerçekleştirmeyi talep eder hale gelir. Uyanış budur. Bu idrak aşamasına gelebilmek için kırmızı, turuncu ve sarı enerji alanlarına karşılık gelen hayatta kalma, kimlik oluşturma ve toplumsal ilişkiler ile ilgili deneyimlerin gözden geçirilmesi, idraki ve kabulü gerekir. Bu sayede geçmiş benlikler bağışlanır ve enerji alanlarını temizleyerek dengeye gelen varlık kendisini sever hale gelir. Karma denilen titreşimsel düzensizlikleri gidermenin tek yolu sevmekten ve bağışlamaktan geçer. Uyanış, deneyimler ve bu deneyimlerin açığa çıkan tesirlerinden bilinçli bir farkındalıkla arınabilmenin sonucunda kendil...