Sürekli mutlu olunması gerektiğini kim söyledi? Acı çekmenin, hasta olmanın gereksiz olduğunu, göğün her zaman açık olması gerektiğini kim söyledi? Kim söyledi dünyanın adaletli bir yer olması gerektiğini, buna dair kök inanç nasıl oluştu? Kim söyledi savaşların olmaması gerektiğini, ölümün kötü olduğunu? Dünya kendi etrafında dönüyor, insan da onun üzerinde etiyle, kemiğiyle ve düşüncesiyle dönüyor. Döngüleri kısır ve sevgisiz. Dışında olan, ona acı veren her şeyin kendi sevgisizliğinin eseri ve yansıması olduğunu anlayamıyor. Sorgulamıyor, yalnızca inanıyor. Hayır, o sadece rahat etmek istiyor, hem de hiç çaba harcamadan. Hiç sorumluluk almadan kalıplara sığmaya, kimlikler ardına gizlenmeye devam ediyor. En büyük marifeti de bir suçlu bulup onu dışarıda araması.
Bu düzeni kendi eliyle kurdu. Dışında oyalandı, içine bakmayı unuttu, kurduğunun esiri oldu. Güç ve haz onun gözlerini kör etti. Her yeri acıyla kaplı halbuki. Etini çizsen kanayacak. Dışardan yardım beklemekten, kurtarıcı yolu gözlemekten bir türlü vazgeçmedi. Ama o da anlayacak yaşamın göz açıp kapanasıya bitecek bir yanılsama olduğunu. Sıkı sıkıya bağlandığı yüklerini bir gün bırakması gerekeceğini. Tüm sırrın, onu, kendisinden başka hiç kimsenin götüremeyeceği sınırsızlıkta, kendi içinde saklı olduğunu. Ve bir gün mutlaka anlayacak, kaderinin yalnızca iki elinin arasında; aklının ve vicdanının hakimiyetinde olduğunu.
Burak Cömertler
Yorumlar
Yorum Gönder