3 Nisan 2023 Pazartesi

ZAMAN & İLLÜZYON

Zaman bir gerçeklik değildir ki bitip tükendiği zaman siz de yok olasınız. Zaman illüzyondur, dolayısıyla görecelidir ve değişkenlik gösterir. Değişkenlik gösteren dağılmaya mahkumdur. İki, bire hizmet etmesi için zaman ve düşünceyle meydana gelen illüzyondan ibarettir.  Anda olan birlenir, zamana giren deveran eder, gözlem için ikilenir. Zaman, biri iki gibi parçalara ayırarak gösterir. Anda olan harekete bağlanmış düşünceyi gözler, deveran edeni algılar, farkındalığını artırır. Günün sonunda ikiliğe ait her unsur ve realite görevini yapar, varlığın enerjisi özüne çekilir. Bir bütün olur, illüzyon dağılır. İkilik biter birlik başlar.

İkilik dünyasını gözleyiniz ve özün birliğini de gözleyiniz. İkilik olan her unsurun bire hizmet ettiğini ve yıkılmaya mahkum olduğunu fark ediniz. Zaman, birin enerjisinin, kendi kendisini tanıyabilmesi için madde ortamına aktarılarak ikilik düzleminde fark edilmesinin yolunu açar. İkilik çatışma doğurur, çatışmanın giderilmesi özün gözlemesine, algılamasına ve bu şekilde madde ortamının üzerinde hakimiyet kurmasına yol açar. Farkındalık oluşur. Sevgi olarak ışır öz, merhamet olarak ışır, bilge haline gelir, parçaları anlamlandırarak birleştirendir. Çaba, ego, kalıplar, kimlikler, arzular, hareket, öfke, korku, kaygı, kıskançlık, haz... hepsi yükseltici görevini gerekli tesiri yaratıp, varlığı gerekli duygu durumlarına sokarak gerçekleştirir. Varlık anda kalarak bunları gözlemler, yüzleşir ve üstesinden gelerek farkındalığını artırır.

Varlık kendinden ışıyanları zamana yaydığını görmeli, bu ışımaları yansıması olan diğer varlıklar aracılığıyla kendisini tanımak için kullandığını anlamalıdır. Zaman, varyasyon ve deneyimlenmesi için sapmalar doğuran enerjetik bir akıştır, ham maddesine uygun olarak yoğunlaştırılan enerjileri bir mekan içerisinde toparlayabilme ve birbirine bağlayabilme kabiliyetine sahiptir. Evrenler bu şekilde tezahür eder. En sonunda geniş resmi gözleyen öze, yaratılışa, sonsuzluğa, yani ruha hizmet eder.

Şimdi herkes kendi yerini bulabilir. 

Anda olan sevgide, odaklanmakta, algılamakta, vicdanda, bir ve bütüne mi aitsindir?

Yoksa, zamana yayılmış ve dağılmaya mahkum olan kalıplarda, kimliklerde, arzuda, harekette, öfkede, korkuda, kaygıda, kıskançlıkta, çatışmada ve ayrışmada mısındır?

Dağılana mı tutundun, yoksa dağılacak olanı kendi kendini tanıyabilmek için mi kullandın?

Her birimiz bu soruları çekinmeden içimize yönelerek sorabildiğimizde, kendimizi realiteler düzeyinde daha da tanıyabilip, idrakli hareket biçimlerimizi geliştirebileceğiz.

Burak Cömertler




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

REENKARNASYON

 Enkarnasyon şuur değişimidir. Reenkarnasyon ise bir gezegen devresinin öğretim süreçlerini tamamlayabilmek için geçirilen sıralı enkarnasyo...