Ana içeriğe atla

ALMA VERME DENGESİ

 Varlıklar, Sonsuz Yaratan'ın ışığını ve bilgisini evrenler içerisinde işleme, deneyleme ve aktarmakla yükümlüdürler. Tesir alır, oluşturur ve aktarırlar. Bu tekamülün tanımıdır. Devinim eden enerjinin boyutlar ve evrenler içerisindeki yansıması olan varlık ve sistemleri temel bir aktarım yani alma verme dengesi üzerine kuruludur. Sağlıklı aktarım, Yaratan ve yarattığı varlıklar için, enerjinin ulaştığı en uç noktada aktif deneyim imkanı sunar. Bu yüzden bizler Tanrı'nın yani sonsuz bilgeliğin ve yüksek bilincin hizmetçileriyizdir.

 Alma verme dengesi ve kapasitesi, enkarnasyonlar boyunca varlıkların geliştirdiği bir yayılma bilincinden ötürü gelir. Yüksek vicdani değerlerimiz, bilgilerimiz ya da yaşam içinde elde ettiğimiz maddi gücümüz... Hepsi bu alışverişin ve etkileşimin sonucu ortaya çıkar. 

Bir varlığın elindeki bilgiyle başka varlıkların aydınlanmasına aracı olması ya da maddi gücünü başka varlıkların tekamüllerine yardımda kullanması, vicdani niteliklerinin ve birlik bilincinin gelişmekte olduğunun göstergesidir. Bu noktada sürekli olarak veren Sonsuz Yaratan'ı düşünebiliriz. Kaynak olan O'dur. Gelişmiş bir varlık bu yolda farkındalık kazanmış varlıktır. Özümsenen bilgiyi faydasızca barındırmaz ve başkalarına ışık olması için kullanır. Maddesel gücünü ona tapınmanın ve ona sahip olmanın geçici hazları için değil, etkileşimde olduğu varlıkların tekamülünde, hizmet için harcar. Bu dengenin kurulması önemlidir. 


Sirius Misyonu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...