Ana içeriğe atla

BOYUT BİLİNCİ

Boyut seviyeleri varlıkların gelişen bilinç düzeyleri ve evrim seviyeleri ile orantılı olarak değişir. Üçüncü titreşim seviyesinde bulunan Dünya gezegeni, üzerinde yer alan varlıklarla beraber devre sonuna yaklaşırken türlü katalizörler ve hızlanmalarla titreşim seviyesini yukarı çekmeye çalışmaktadır. Üçüncü yoğunluk derecesi varlıklarının negatif ya da pozitif yönde kutuplaşma yolunu tercih etmeleri için türlü zengin deneyim imkanları sunan bu boyut; korku ve güvensizlik hislerinin hakim olduğu, katı ve dogmatik bilinç hallerinin hüküm sürdüğü bir boyuttur. Bu aşamada sevgi uygulamalarını deneyimleyen varlıklar, idraklerini artırarak titreşim seviyelerini yukarı çekmeye çalışırlar. 

Dördüncü titreşim düzeyi sevgi ve idrak yoğunluğudur. Esasen sevgide bilgi yoktur, bilgiyle bakış açıları gelişen varlıklar giderek genişleyen sevgi realitelerini deneylerler. Bu aşamada birlik bilinci giderek daha çok gelişir. Şu an yeryüzündeki üçüncü titreşim düzeyi varlıklarının tümü kendilerini bu seviyeye çıkararak hasat aşamasına hazırlanmaktadırlar. Koşulsuz sevgi hisleri, merhamet duygusu  ve vicdan unsurları giderek genişleyen varlıklar; bu aşamada evrenin işleyişi ve ilahi idare mekanizması hakkında bilgi sahibi olmaya başlarlar. Sorgulanmamış, akla uygun olmayan kalıplar bu  evrede parçalanır.

Beşinci titreşim düzeyi bilgeliğin hakim olduğu boyuttur. Bu aşamada varlıklar sevgi uygulamalarını bilgelikle harmanlarlar ve birlik anlayışlarını genişletme uygulamalarını yaparlar. Altıncı yoğunluk derecesi ise bilgeliğin giderek derinleştiği, gözden geçirildiği ve sevgi idrakiyle yeniden kaynaştığı yoğunluktur. Besinci ve altıncı yoğunluklardaki varlıklar özellikle devrelerin sonlarında, üçüncü boyut titreşim düzeylerinde başkalarına hizmet edebilmek için enkarne olup, bilinç yükselmesine katkıda bulunarak görevler yapabilirler.

Varlıklar devreler boyunca giderek yükselen evrim seviyelerinde, farklı boyut, bu boyutların gerektirdiği sistemlerde, beden yapılarında ve anlayışlarda Sonsuz Yaratan'ı arama yolculuklarını sürdürürler. Bir diğer boyuta geçebilmek yani bilinç seviyesini daha üst bir noktaya uyumlamak her varlığın kendi elinde ve sorumluluğundadır. İdrakle artan sevgi ve merhamet uygulamaları, her bireyi kendimizin farklı bir yansıması gibi görebilmemiz ve içimizde sevgiyi koşulsuzca hissetmemiz, bu devrede özümsememiz gereken en temel anlayışlardandır. Kıyamet, bu aşamaya ulaşmış her varlığın kendi özündeki şuur toplanması ve vicdanı ile yüzleşmesidir. Cennet dediğimiz bir üst boyuta geçebilmenin ve onun bilgisine kavuşabilmenin verdiği sevinçtir. O gün hesap görücü olarak herkesin kendine yeteceği ve bir sonraki evrimsel aşamasını planlayacağı gündür.

Sirius Misyonu








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

SENİN ESERİN

Sürekli mutlu olunması gerektiğini kim söyledi? Acı çekmenin, hasta olmanın gereksiz olduğunu, göğün her zaman açık olması gerektiğini kim söyledi? Kim söyledi dünyanın adaletli bir yer olması gerektiğini, buna dair kök inanç nasıl oluştu? Kim söyledi savaşların olmaması gerektiğini, ölümün kötü olduğunu? Dünya kendi etrafında dönüyor, insan da onun üzerinde etiyle, kemiğiyle ve düşüncesiyle dönüyor. Döngüleri kısır ve sevgisiz. Dışında olan, ona acı veren her şeyin kendi sevgisizliğinin eseri ve yansıması olduğunu anlayamıyor. Sorgulamıyor, yalnızca inanıyor. Hayır, o sadece rahat etmek istiyor, hem de hiç çaba harcamadan. Hiç sorumluluk almadan kalıplara sığmaya, kimlikler ardına gizlenmeye devam ediyor. En büyük marifeti de bir suçlu bulup onu dışarıda araması. Bu düzeni kendi eliyle kurdu. Dışında oyalandı, içine bakmayı unuttu, kurduğunun esiri oldu. Güç ve haz onun gözlerini kör etti. Her yeri acıyla kaplı halbuki. Etini çizsen kanayacak. Dışardan yardım beklemekten, kurtarıcı yo...

RUHSAL UYANIŞ

 Ruhsal uyanış, uyanmayı istemekle ya da uyanmalıyım demekle gerçekleşmez. Uyanış bir hedef değil, doğal bir sonuçtur. Kök çakradan giren evrensel kozmik enerjilerin, ilk üç enerji alanında içsel enerjilerle kesişerek meydana getirdiği deneyimler ve bunların sonuçlarının özümsenmesinin ardından, varlık bu kesişimi yeşil, mavi ve çivit renklerine karşılık gelen üst enerji alanlarında gerçekleştirmeyi talep eder hale gelir. Uyanış budur. Bu idrak aşamasına gelebilmek için kırmızı, turuncu ve sarı enerji alanlarına karşılık gelen hayatta kalma, kimlik oluşturma ve toplumsal ilişkiler ile ilgili deneyimlerin gözden geçirilmesi, idraki ve kabulü gerekir. Bu sayede geçmiş benlikler bağışlanır ve enerji alanlarını temizleyerek dengeye gelen varlık kendisini sever hale gelir. Karma denilen titreşimsel düzensizlikleri gidermenin tek yolu sevmekten ve bağışlamaktan geçer. Uyanış, deneyimler ve bu deneyimlerin açığa çıkan tesirlerinden bilinçli bir farkındalıkla arınabilmenin sonucunda kendil...