Ana içeriğe atla

BİRLEŞİK

 Evren içerisinde algıladığımız tüm ayrık görünen parçalar, içerisinde bulunduğu madde ortamına ve bilgi işleme yeteneğine göre, yani Tanrı'ya hizmet etme derecesine ve gördüğü fonksiyona göre birbirinden yalnızca bir illüzyonla ayrılmışlardır. Her varlık evrim ihtiyacına göre kalıptan kalıba girer ve maddeye şekil verebilir. Yanılsamamız; algıladığımızı sandığımız varlığımızın şekiller ve sınırlı maddesel kalıplardan ibaret olduğu noktasındadır.  Bizler görünenin ötesinde çok büyük ruhsal potansiyellere sahip varlıklarız. Bilgimiz ve görgümüz arttıkça beden ve potansiyel verici ruhsal enerji arasındaki bağıntıyı daha iyi kavrayabiliriz. Bu, Tanrı'ya yaklaşmanın yani sonsuz evrim yolunda bir adım daha atmanın tarifidir.

 Varlık imajinasyon yeteneğinin  gelişmesiyle birlikte madde üzerinde hakimiyet kurmakta ilerler. Kullandığımız beden katmanları, ürettiğimiz araçlar, gezegenler, galaksiler, evrenler hepsi birer düşüncenin eseridir. Bu yaratım unsurları ne kadar birbirlerinden ayrı gibi görünseler de Sonsuz ve Tek Kaynak'tan gelen bilginin işlem sahaları olan evrenlerdeki birbirinin farklı ve birbirine bağlı versiyonları olan türlü uygulamalarıdır. Bütünlük ve birlik bu bakış açısı ve bilgilerde anlam bulur. En küçük organizmalardan en büyük evrenlere kadar tüm varlıklar birbirine görünenin ötesinde bağlıdır. 

 Düşünce yapıları; boyut, mekan ve zaman kavramlarına bağlandığı noktada yaşamsal realiteler belirmeye başlar. Bireyden bütüne duyumsadığımız ve birlikte oluşturduğumuz kollektif bilinç; duygularımızın kaynağı olan, sürekli olarak etkileşime girdiğimiz ve evrilen bir yapı haline gelir. Bu ortak havuzdan, bağlantıda olduğumuz varlıklarla beraber korkularımızın, hırslarımızın, sevinçlerimizin, kederlerimizin hepsini birlikte hissederiz. Anlayışımız aslında bir varlığımızın olduğuna ve bu duyguların bizden bağımsız olduklarına dayanır. Ama aslında bizler bu duygularızdır. Herhangi bir bölünme yoktur. Sevinç de biziz, keder de, korku da. Duyumsadığımız her duygu aslında bizizdir ve bizden ayrı değildir. Evren dev bir organizma gibidir ve her zerre birbirine bağlıdır. Kaynak olan Tanrı, sevgisi ve bilgisiyle yaratımının en uç noktasına kadar kendini gösterir. Birbirimizden ayrı olduğumuzu düşünmemize neden olan tüm kalıpları, ilerleyen anlayışlarımızla giderek yıkabiliriz ve birlik olmanın, Tanrı yolunda hizmet etmenin hazzını içimizde giderek daha çok hissedebiliriz.

Sirius Misyonu








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...