Ana içeriğe atla

KURTARICI

 Hala bir kişinin ortaya çıkacağını ve sizi kurtaracağını düşünüyorsanız büyük yanılgı içerisindesiniz. Sizi kurtaracak yegane şey kendi yüksek benliğinizdir. Özünüzü gerçekleştirmeniz; deneyim ve bilgiyle yüklerinizden kurtulmanıza, aktif, farkındalıklı bir yaşam sürmenize bağlıdır. Sorumluluk size aittir. Bilgi kaynaklarınızı iyice analiz etmeli, ham anlayışlarınızı sorgulayarak dönüştürmelisiniz. O gün geldiğinde ne rütbeniz, ne milletiniz, ne inanç sisteminiz ne de herhangi bir egosal kimliğiniz sizi kurtaramayacaktır. O gün belirleyici olan tüm bu geçici realitelerden süzülüp arta kalan kendi özünüz yani vicdanınız olacaktır.

Gereken bilinç ve deneyim seviyesine ulaşmak için geçici bir süreliğine üzerinde bulunduğumuz yeryüzü düzlemi, realiteleriyle beraber Sonsuz Yaratan'ın tekamülümüz için dizayn ettiği bir mekandan ibarettir. Tıpkı evrenin her yerinde, diğer gezegen ve sistemlerde de olduğu gibi belirli aşamaları tamamlamak için burada bulunuruz. Dünya gezegeni 3. titreşim seviyesinde yer alan bir gezegendir, dolayısıyla üzerinde enkarne olan varlıklar 3. titreşim seviyesi bedenlerinde bilinçlerini daha üst titreşim seviyelerine, dünya ile birlikte yukarı çekmek için evrim basamaklarını tırmanırlar.

Yeterli deneyime, bilince ve vicdani genişliğe sahip olabilmek için varlıklar devre boyunca defalarca enkarne olurlar. Bu enkarnasyonlar boyunca varlık giderek titreşim seviyesini yukarı çeker. Üçüncü titreşim seviyesi varlığı önceleri otomatizma ile hareket eden, yönetilmeye muhtaç olan varlıktır. Kendi kendisini yönetemez, neden sonuç ilişkisini yeterince kuramaz. Realiteler boyunca evrilen varlıklar giderek sorgulayıp kalıpların dışına çıkmaya başlarlar. İdraklenmeye ve sevginin uygulamalarını bilinçli bir şekilde deneyimleyen varlıklar artık dördüncü titreşim seviyesine ulaşmaya başlamışlardır.

Bu seviye  varlıkların artık başkalarının yönetimine ihtiyaçlarının olmadığı, dış şartlandırma kalıplarının içine sığmadıkları ve kimseden medet ummamaları gerektiğini yani kendi kurtarıcılarının yine kendileri olduğunu fark ettikleri seviyedir. 

Bu seviye herkesin kendi gelişimden sorumlu olduğunu ve egosal hiçbir kalıbın varlık için ebedi olmadığını anladığı, ruhsal özün artık evrenle ve sonsuz zekayla bağlantı kurmaya başladığı seviyedir.

Bu seviye sevgi, bilgi, deneyim ve yüksek vicdani değerler ile kendini geliştiren ve birlik kavramını hissetmeye başlayan varlığın; hasat edilebilmesi için devre sonunda ulaşması gereken titreşim seviyesidir. Sonrasında ya evrenin farklı noktalarında kendi titreşim seviyesi ve evrim ihtiyacına göre enkarne olmaya devam edecek ya da devreyi yinelemek zorunda kalacaktır.

Sirius Misyonu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

SENİN ESERİN

Sürekli mutlu olunması gerektiğini kim söyledi? Acı çekmenin, hasta olmanın gereksiz olduğunu, göğün her zaman açık olması gerektiğini kim söyledi? Kim söyledi dünyanın adaletli bir yer olması gerektiğini, buna dair kök inanç nasıl oluştu? Kim söyledi savaşların olmaması gerektiğini, ölümün kötü olduğunu? Dünya kendi etrafında dönüyor, insan da onun üzerinde etiyle, kemiğiyle ve düşüncesiyle dönüyor. Döngüleri kısır ve sevgisiz. Dışında olan, ona acı veren her şeyin kendi sevgisizliğinin eseri ve yansıması olduğunu anlayamıyor. Sorgulamıyor, yalnızca inanıyor. Hayır, o sadece rahat etmek istiyor, hem de hiç çaba harcamadan. Hiç sorumluluk almadan kalıplara sığmaya, kimlikler ardına gizlenmeye devam ediyor. En büyük marifeti de bir suçlu bulup onu dışarıda araması. Bu düzeni kendi eliyle kurdu. Dışında oyalandı, içine bakmayı unuttu, kurduğunun esiri oldu. Güç ve haz onun gözlerini kör etti. Her yeri acıyla kaplı halbuki. Etini çizsen kanayacak. Dışardan yardım beklemekten, kurtarıcı yo...

RUHSAL UYANIŞ

 Ruhsal uyanış, uyanmayı istemekle ya da uyanmalıyım demekle gerçekleşmez. Uyanış bir hedef değil, doğal bir sonuçtur. Kök çakradan giren evrensel kozmik enerjilerin, ilk üç enerji alanında içsel enerjilerle kesişerek meydana getirdiği deneyimler ve bunların sonuçlarının özümsenmesinin ardından, varlık bu kesişimi yeşil, mavi ve çivit renklerine karşılık gelen üst enerji alanlarında gerçekleştirmeyi talep eder hale gelir. Uyanış budur. Bu idrak aşamasına gelebilmek için kırmızı, turuncu ve sarı enerji alanlarına karşılık gelen hayatta kalma, kimlik oluşturma ve toplumsal ilişkiler ile ilgili deneyimlerin gözden geçirilmesi, idraki ve kabulü gerekir. Bu sayede geçmiş benlikler bağışlanır ve enerji alanlarını temizleyerek dengeye gelen varlık kendisini sever hale gelir. Karma denilen titreşimsel düzensizlikleri gidermenin tek yolu sevmekten ve bağışlamaktan geçer. Uyanış, deneyimler ve bu deneyimlerin açığa çıkan tesirlerinden bilinçli bir farkındalıkla arınabilmenin sonucunda kendil...