Ana içeriğe atla

BAĞIŞLANMA

 Sonsuz Yaratan, aynı hataları tekrarladıkça utana sıkıla sürekli af dilememiz gereken bir varlık değildir. O bizi yargılamaz, asla cezalandırmaz. Yaratan'dan bağışlamasını dilemek, içinde bulunulan negatif durum ya da tutumdan ders alarak idrakli bir biçimde pozitif yönde dönüşmenin gereğini anlamak demektir. Varoluşumuz her yönüyle O'nu arayışımızın ve birlikte deneyimlememizin yolculuğudur. O, sevgisi ve ışığı ile her zerremizdedir ve bizden ayrı değildir. Üçüncü titreşim seviyesinin dogmatik anlayışlarına ait korkutan, baskılayan ve cezalandıran tanrı anlayışını içimize yönelerek, farkındalıkla dönüştürmemiz gerekir.

Bağışlanma, kendi içimizde bulduğumuz, pozitif yönde geliştirdiğimiz idrak hamlesidir. Yüzleşme, kendi vicdanımızla baş başa kalmamızdır. Tanrı ne bir kalıba sokulabilecek, önünde suçluluk hissetmemiz  gereken bir varlıktır ne de bizi yargılayacak bir yargıçtır. İyi ya da kötü yoktur, hepsi görecelidir. Enkarnasyonun amacı olan biteni tüm yönleriyle gözlemlemektir.

Realite kavramını iyi özümsemek gerekir. Dogmatik dinsel anlayışların tövbe ve af dileme gibi Yaratan'ı kendinden ayrı görme ve sanki Tanrı bizleri yargılıyormuş gibi tekrarlanan kalıpları, realiteler kapsamlandıkça yerini genişleyen anlayışlara bırakmalıdır. Anlayışlar ancak sorgulamayla ve bilgiyle genişler. İdraklenme içinde bulunduğumuz bu düzlemde evrimsel ilerleyişimizin temelini oluşturur.


Sirius Misyonu


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNANÇ VE İDRAK

-İlk aşamada, inancın, her türlü inanışın, limitli ve egosantrik bir zihinsel yaklaşım biçimi olduğunu vurgulamakta fayda var. Şöyle ki; inanç mekanizmasını biraz açmaya çalışırsak eğer; - Önce zihinde katı bir imge belirir. Varlık, enerjisini bu imgeye sorgulamadan yoğunlaştırır ve ardından yoğunlaştırdığı enerjisini imge üzerinde sürekli ve sabit kılarak kendisine bir konfor alanı yaratır. Bunun adı inançtır. Varlık bu şekilde, inandığı, dokunulmazlık ve kutsiyet atadığı değere sahip çıkar, ötesini görmek istemez, onu bırakmak istemez, onun için savaşıp kan bile dökebilir. Bu aşamada sabit, durağan ve sorgulama yetisi henüz yeterince gelişmemiş bir zihnin yaklaşımını gözlemlemekteyiz. - Fark ettiğiniz üzere burada bir imgenin yani yaratım sonucu meydana gelen limitli mekanik bir örüntünün, varlık zihni üzerindeki hakimiyeti söz konusudur. Bir nevi maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti de diyebiliriz bu duruma. İnancın yönlendirdiği insan, henüz sorgu ve idrak düzeyine erişilmediği iç...

ENKARNASYON & REENKARNASYON

 Reenkarnasyon bir inanç değil, farkındalık meselesidir ve evrenin işleyiş biçiminin temelidir. Evrim ihtiyacı duyan tüm varlıklar, belirli bir devre boyunca, bilinç yapılarına ve gözlem ihtiyaçlarına uygun olan gezegenlerde tekrar tekrar doğarlar. Ölüm bir son değil, yeniden doğacak, yani yeni bir şuur haline geçecek olan varlığın geçiş, dinlenme ve bir önceki enkarnasyondan elde ettiklerini özümsemesi sürecidir. Yaratan'ın bilgisi sonsuzdur, dolayısıyla evrim farklı gezegenlerde, farklı beden yapılarında ve bilinç seviyelerinde hiç bitmeden devam edecektir. Reenkarnasyon anlayışını, ruhsal bilgiler ışığında, dogmalardan kurtararak gereğince içselleştirebilmek, varlığın, evreni yani kendisini tanıyabilmesinin ve farkındalıklı hayatlar yaşayabilmesinin gereğidir.  Enkarnasyon şuur değişimi demektir. Her yeni yaşam, öncesinde kurgulanır ve realiteler düzeyinde gerekli olan şuur haline geçilir. Bu kurgu, yaşam maketini oluşturan yüksek benliğin kader planlamasıdır. İç içe geçmiş...

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler