Ana içeriğe atla

ÖZGÜR İRADE

İradeniz gerçekten size mi ait, yoksa öyle olduğunu mu sanıyorsunuz? 

Özgürce aldığınızı düşündüğünüz kararlarınızı baskıyla ve bugüne kadar üzerinde hiç düşünmediğiniz kısıtlayıcı unsurlar ile veriyor olabilir misiniz?

İrade göstermek Tanrı'nın bizlere lütfettiği, yaratan olmakla ve imajinasyon melekesine sahip olmakla kazandığımız en büyük erdemlerden biridir. Şahsiyetlenme, kararlarını ve tepkilerini bağımsız, bilerek ve özgürce vermeye başlayan varlığın giderek orijinal karakterini ortaya koyabilmesidir. Yaratılışın en temel yasalarından birisi olan özgür irade yasası; her varlığın yaşadığı realitede, hiçbir tesir altında kalmaksızın kendi kararlarını özgürce vermesi, bu kararların getirisi olan olayları bizzat yaşaması ve sorumluluğunu üstlenmesidir.

Dinsel dogmalar, dışsal şartlandırma öğeleri, sorgulanmamış düşünce ve davranış kalıpları; otomatik yaşayan ve tek düze hareket eden varlıkların iradelerini, onlar farkında bile olmadan yönetirler. Özgür iradeye müdahele negatif kutuplaşmaya hizmet eder, çünkü her varlığın özünde saklı bulununan tanrısal benliğe ve karar verme yetisine aykırı bir tutum içerir. Kontrol edilen varlıklar Yaratan'a değil, onları kontrol altında tutan güce hizmet yoluna girerler. Bir kişinin ya da zümrenin iradesine zorla, baskıyla ve sömürüyle müdahele etmek uyumsuzluk ve dengesizlik yaratır, aynı zamanda çözülmesi gereken karmik döngüler oluşturur. Deneyim ve gözlem eksikliği varlığın enkarnasyonunun verimsiz geçmesine yol açar. İradenin başkalarının eline geçmesi sizin yerinize başkalarının düşünmesi, sizin adınıza kararlar verilmesi ve kontrol altında tutulmanız yani hür düşünce ve idrak yetisine sahip olan varlığınızın yaratılış gayesi dışında yaşamanıza eş değerdir.

Öte yandan özgür irade sahibi varlık bunun için savaşlar vermeye hazırdır. Bilir ki kendisini gerçekleştirmesi ve Sonsuz Yaratan ile birlikte sorgulayarak, anlayarak ve özümseyerek varoluşu gözlemlemesi, ancak bu yetisini hiçbir etki altında kalmadan kullandığı zaman gerçekleşebilir. Ve kendisinin iradesini kendi kontrolü altına almayı bildiği gibi başka varlık kardeşlerinin de realitesine saygı duyar ve onların iradesinin de bağımsız olmasını, onlardan ayrı olmadığı ve her birinin yaratan olduğu farkındalığıyla, sorumluluk hissiyle kendisinin ki gibi prensip edinir. 

Severek, bilgiyle, birlik olmamız umuduyla...

Sirius Misyonu




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...