Ana içeriğe atla

OTOMATİZMA

Siz, herhangi bir dinsel otomatizmanın içerisine girmeyi reddettiğinizde, Sonsuz Yaratan'ı ve onun yasalarını reddetmiş olmuyorsunuz. Tam tersi, size dikte ettirilen sınırlamalar ve yaşamın özünü oluşturan deneysel süreçlerinizi kısıtlayan dogmatik, kapalı anlayışlardan kurtulmuş oluyorsunuz. Açık bilgilerle hareket ederek, Yaratan'ın sevgisi ve ışığının, varlığınızın her zerresinde olduğunu fark etmeniz, attığınız her adımın zaten O'ndan ötürü olduğunu anlamanız, dışsal şartlandırma öğeleri yerine, nefsinizi tanıyarak kendi denetim mekanizmanızı oluşturmanız, idrakli yaşamanın temelini oluşturur. Aklınızla, sorgulayarak ulaşabildiğiniz en yüksek anlayışın sizin hakiki dininiz olabileceğini anladığınız zaman, kendi realitenizi kendiniz belirleyebilecek ve evrim basamaklarını özgürce tırmanabileceksiniz.

Dinler, evrenin işleyişi dahilinde, bizlerin tekamülünü gözeten vazifeli varlıkların, Sonsuz Yaratan'ın bilgisinden ötürü aktardıkları, bilinç düzeyimizin gelişmişliğine uygun olan ahlak kurallarını, ilahi yasaları ve Yaratan'a dair bilgileri içerirler. Hiçbir dinsel veri direkt olarak Yaratan tarafından indirilmemiştir. Bu aktarım, madde evreni içerisinde bizler gibi tekamül eden ve bir zamanlar, bizim şu an geçtiğimiz yollardan geçerek evrim basamaklarını tırmanan uzaysal varlıklar ya da bizim bildiğimiz adıyla ruhsal planlar tarafından yapılır. İlahi yönetim mekanizmasının bizim gözetimimizden sorumlu olan bu birimini biz Cebrail olarak biliriz. Bu mekanizma iç içe geçmiş, örgüsel vazifeli varlık sistemlerinden oluşur. Bizlerin tekamül yolculuğu da bu vazife sistemlerine katılmaya doğrudur.

Dinlerin içerdiği ahlak kuralları, yönetilmeye ihtiyaç duyan, kendi düzenini kuramayan, otomatik davranışlar sergileyen varlıklar içindir. Otomat varlıkların otomatizmaya ihtiyacı vardır. Belirli realitelerde bunlara ihtiyaç duyan varlıklar, genişleyen bilinçleri ve edindikleri farkındalıklarıyla devre sonuna yaklaştığımız şu günlerde, artık bunlara ihtiyaç duymayarak, kendi şuur aydınlıklarıyla hareket edebilmeli ve sembolik kapalı anlatımlar içinde bocalamak yerine, açık deneysel bilgilerle hareket edebilecek düzeye gelebilmelidirler. Artık kimsenin size sınırlar ve yasaklar koymasına gerek kalmamalı, kendiniz, deneyimlerinizden elde ettikleriniz ile birlikte kendi vicdanınıza yön verebilmelisiniz. Dinsel metinlerde, bunlar haricinde yer alan, Yaratan'a, evrene ve varoluşa dair kapalı anlatımları yüksek göksel bilgilerle çözümleyerek, bu yüce tekamül yolculuğunda realitelerin giderek kapsamlandığı anlayışına, korkmadan varabilmelisiniz.


Sirius Misyonu

  


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNANÇ VE İDRAK

-İlk aşamada, inancın, her türlü inanışın, limitli ve egosantrik bir zihinsel yaklaşım biçimi olduğunu vurgulamakta fayda var. Şöyle ki; inanç mekanizmasını biraz açmaya çalışırsak eğer; - Önce zihinde katı bir imge belirir. Varlık, enerjisini bu imgeye sorgulamadan yoğunlaştırır ve ardından yoğunlaştırdığı enerjisini imge üzerinde sürekli ve sabit kılarak kendisine bir konfor alanı yaratır. Bunun adı inançtır. Varlık bu şekilde, inandığı, dokunulmazlık ve kutsiyet atadığı değere sahip çıkar, ötesini görmek istemez, onu bırakmak istemez, onun için savaşıp kan bile dökebilir. Bu aşamada sabit, durağan ve sorgulama yetisi henüz yeterince gelişmemiş bir zihnin yaklaşımını gözlemlemekteyiz. - Fark ettiğiniz üzere burada bir imgenin yani yaratım sonucu meydana gelen limitli mekanik bir örüntünün, varlık zihni üzerindeki hakimiyeti söz konusudur. Bir nevi maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti de diyebiliriz bu duruma. İnancın yönlendirdiği insan, henüz sorgu ve idrak düzeyine erişilmediği iç...

ENKARNASYON & REENKARNASYON

 Reenkarnasyon bir inanç değil, farkındalık meselesidir ve evrenin işleyiş biçiminin temelidir. Evrim ihtiyacı duyan tüm varlıklar, belirli bir devre boyunca, bilinç yapılarına ve gözlem ihtiyaçlarına uygun olan gezegenlerde tekrar tekrar doğarlar. Ölüm bir son değil, yeniden doğacak, yani yeni bir şuur haline geçecek olan varlığın geçiş, dinlenme ve bir önceki enkarnasyondan elde ettiklerini özümsemesi sürecidir. Yaratan'ın bilgisi sonsuzdur, dolayısıyla evrim farklı gezegenlerde, farklı beden yapılarında ve bilinç seviyelerinde hiç bitmeden devam edecektir. Reenkarnasyon anlayışını, ruhsal bilgiler ışığında, dogmalardan kurtararak gereğince içselleştirebilmek, varlığın, evreni yani kendisini tanıyabilmesinin ve farkındalıklı hayatlar yaşayabilmesinin gereğidir.  Enkarnasyon şuur değişimi demektir. Her yeni yaşam, öncesinde kurgulanır ve realiteler düzeyinde gerekli olan şuur haline geçilir. Bu kurgu, yaşam maketini oluşturan yüksek benliğin kader planlamasıdır. İç içe geçmiş...

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler