Ana içeriğe atla

RÜYALAR

 Rüyalar bazen duru görü biçiminde, gerçekleşecek olayları bizlere direkt olarak aksettirirler ama genel manada bilinç ve bilinçdışı arasında bir köprü oluşturarak tekamül sürecinin hızlandırılması ve yapılandırılması için türlü ipuçlarını aktarmaya çalışırlar. Rehberlerimiz, yüksek benliklerimiz ve ruhsal planlar bu rüyaların kaynağıdır. En anlamsız gibi görünen rüyaların bile temelinde derin manalar vardır ve rüya örgüsünü çözebildiğimiz zaman, tekamül süreçlerimiz için büyük faydalar sağlayabiliriz. Geçmişten getirdiğimiz korku ve baskı kalıpları, çözümlenmesi gereken travmalar ve geleceğe yönelik hamlelerimize dair rehberliği, rüyalar sayesinde perdenin ötesine nüfus ederek alabiliriz.

Varlığımızın özü bedenden öte ve tüm evrene nüfuz edebilen enerjetik ruhsal yapıdır. Madde düzleminde enkarne olmamız belirli bir dönem için beden kurma ve şuurumuzu o düzlemin şartlarında deneysel süreçler geçirecek biçimde uyumlama süreçleridir. Enkarnasyon şuur daralmasını, dolayısıyla katalitik deneyimleri artırıcı perdeleme süreçlerini de beraberinde getirir. Rüyalar perdenin potansiyel verici öte tarafıyla bağlantı kurabilmemiz ve sezgi ve duygu yollarıyla tekamül süreçlerimizi verimli kılacak ipuçları alabilmemiz için eşsiz fırsatlar içerir.

Perdenin diğer tarafı, bizim bilinçdışı diye adlandırdığımız, bilinç altı ve bilinç üstü bölümlerini de kapsayan kompleks bir yapıdır. Kolektif diye tanımladığımız bilinç bileşkesi; beslendiğimiz, bilinçdışının kaynağı olan ve arşetipik organik örgüleri bünyesinde barındıran, tekamül süreçleri geçirmemiz için biriktirdiğimiz deneyim havuzudur. Rüyalarımız şu anki bilincimizle, bilinçdışı yapısı arasında bağlantı sağlar, tekamül süreçleri dolayısıyla arşetipik köklere uzanan bizleri yönlendirici rehberlik görevini üstlenir ve yüksek benlikler için kanallık fırsatı sunar. Eril bilinç ancak dişil bilinçdışının potansiyeli ile hareket edebilir.

Kolektife ait temel karakteristik semboller ile birlikte kişilere özel zamanla gelişen semboller rüya örgüsünde kullanılabilir. Rüyada görülen mağara ve karanlık bilinçdışını sembolize eder. Bedenlerin, uzuvların ya da sezgi ve duygusal kimlik parçalarını sembolize eden hayvanların derinlere gömülmesi bastırılan duygular ve benlikler ile alakalıdır. Dağ, tepe ve taş gibi kütleler vicdanlardaki katılıkları sembolize ederken yaşlı ve iletişim kurmak istemediğiniz birisi sizin geçmişten getirdiğiniz ve yüzleşemediğiniz benliğinizi sembolize eder. Bunlar gibi birçok derin manalar içeren semboller rüya örgüsüyle birlikte dikkatle incelenmeli ve varlık gidişatını revize etmek üzere bunlardan yararlanabilmelidir. Rüyaların sunduğu fırsatları kaçırmamak gerekir.

Sirius Misyonu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNANÇ VE İDRAK

-İlk aşamada, inancın, her türlü inanışın, limitli ve egosantrik bir zihinsel yaklaşım biçimi olduğunu vurgulamakta fayda var. Şöyle ki; inanç mekanizmasını biraz açmaya çalışırsak eğer; - Önce zihinde katı bir imge belirir. Varlık, enerjisini bu imgeye sorgulamadan yoğunlaştırır ve ardından yoğunlaştırdığı enerjisini imge üzerinde sürekli ve sabit kılarak kendisine bir konfor alanı yaratır. Bunun adı inançtır. Varlık bu şekilde, inandığı, dokunulmazlık ve kutsiyet atadığı değere sahip çıkar, ötesini görmek istemez, onu bırakmak istemez, onun için savaşıp kan bile dökebilir. Bu aşamada sabit, durağan ve sorgulama yetisi henüz yeterince gelişmemiş bir zihnin yaklaşımını gözlemlemekteyiz. - Fark ettiğiniz üzere burada bir imgenin yani yaratım sonucu meydana gelen limitli mekanik bir örüntünün, varlık zihni üzerindeki hakimiyeti söz konusudur. Bir nevi maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti de diyebiliriz bu duruma. İnancın yönlendirdiği insan, henüz sorgu ve idrak düzeyine erişilmediği iç...

ENKARNASYON & REENKARNASYON

 Reenkarnasyon bir inanç değil, farkındalık meselesidir ve evrenin işleyiş biçiminin temelidir. Evrim ihtiyacı duyan tüm varlıklar, belirli bir devre boyunca, bilinç yapılarına ve gözlem ihtiyaçlarına uygun olan gezegenlerde tekrar tekrar doğarlar. Ölüm bir son değil, yeniden doğacak, yani yeni bir şuur haline geçecek olan varlığın geçiş, dinlenme ve bir önceki enkarnasyondan elde ettiklerini özümsemesi sürecidir. Yaratan'ın bilgisi sonsuzdur, dolayısıyla evrim farklı gezegenlerde, farklı beden yapılarında ve bilinç seviyelerinde hiç bitmeden devam edecektir. Reenkarnasyon anlayışını, ruhsal bilgiler ışığında, dogmalardan kurtararak gereğince içselleştirebilmek, varlığın, evreni yani kendisini tanıyabilmesinin ve farkındalıklı hayatlar yaşayabilmesinin gereğidir.  Enkarnasyon şuur değişimi demektir. Her yeni yaşam, öncesinde kurgulanır ve realiteler düzeyinde gerekli olan şuur haline geçilir. Bu kurgu, yaşam maketini oluşturan yüksek benliğin kader planlamasıdır. İç içe geçmiş...

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler