Ana içeriğe atla

KADER PLANI

Her enkarnasyon öncesi, biz henüz spatyom yani ahiret aşamasındayken evrim ihtiyacımız ile doğru orantılı olarak yüksek benliğimizin, ihtiyaç halinde rehber varlıkların desteğiyle oluşturduğu yaşam kurgusudur. Mesleğimiz, cinsiyetimiz, kullanacağımız bedenin yapısı, içine doğacağımız aile, millet, yaşam şartlarımız vb. gibi türlü unsurlar bu şuur düzeyinde, en verimli tekamül sürecini geçirmemiz için titizlikle belirlenir. Tüm bu şartlar geçicidir, görecelidir ve her yaşamda değişkenlik gösterir. Yapılan planlama, gidilecek güzergahın sınırlarını, yapısını ve rotasını belirler. Yaşamın özü, bu yolculuk esnasında geçilecek istasyonları amaç edinmekten öte gidilecek olan bu yolu her anıyla dolu dolu yaşamaktan, yolda kalarak gözlem yapmaktan ve içimizdeki tanrısallığı deneysel süreçler geçirerek keşfetmekten geçer.

Kaderimizin belli olması, ne yaşayacağımızın belli olduğu anlamına gelmez. Gideceğimiz güzergah, uğrayacağımız istasyonlar ve üzerimizdeki giysiler genel hatlarıyla bellidir ama yaşayarak her anıyla yolculuğun karakterini biz belirleriz ve içeriğini biz doldururuz. Elbette bu plan değişmez değildir, yaşamın seyri, bizim tepkilerimize ve gözlem ihtiyacımıza göre zaman içerisinde değişkenlik gösterebilir. Kendimizi içinde bulacağımız durum ve olaylar ya da tanışacağımız insanlar her zaman bir nedenden dolayı gelişimimize katkı sağlamak için var olacaklardır. Bazı karmik yükler ile dünyaya gelebiliriz. Yaşayacağımız olaylar bu yükleri ortadan kaldırabilmemiz için gerekli olan vicdani gelişimi sağlayacak tesiri üretirler. Bir aile bireyi olarak göreceğimiz vazifeden tutunda, toplumsal bir eylemde almamız gereken bir rol ile bireysel ve kitlesel ölçekte üstlenebileceğimiz vazifeler yine bu planlama ve göstereceğimiz çaba ile ihtimaller dahilinde olacaktır. Ölüm bir dinlenme, Yaratan'ın, yapılan gözlemleri özümsemesi ve varlığın, yeni bir aşamaya geçişinin planlanması sürecidir. Eğer farkederseniz, bu planlamalar sizin liyakatiniz oranında yapılır. Giderek daha yüksek mertebelerden varoluşu deneyimlersiniz, sevgisi ve ışığıyla Sonsuz Yaratan da sizinle beraber deneyimler. 


Burak Cömertler


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...