Ana içeriğe atla

YALNIZLAŞMA

Erişilen farkındalık, yalnızlaşmanın elbette en büyük sebebidir. Bilge bir yalnızlığı, sorgulamamanın derin hipnoz etkisine ve huzuruna tercih eden varlık; yolda kalabilmenin, ilerlemenin ve umudun imgesini tüm zorluklara rağmen sağ cebinde taşır. Bu imge bazen kor alevlere dönüşür, deler geçer bedenini; bazen de çiçek açar, kendisini aşar... Varılan her durak, yeni bir mutluluk evresinin bilgisini içerisinde barındırır. Kaderidir her varlığın ilerlemek, bu sevgi yolunda keşfederek O'nu, gözleyerek her baktığı yerdeki yansımasını ve gerçekleştirerek kendisini, kendi iradesiyle adım adım...

Uyanış sürecinde misiniz?

Siz konuşmaya başlayınca etrafınızdaki insanlar size garip garip mi bakıyor?

Anlaşılmadığınızı mı düşünüyorsunuz?

Yoksa, giderek yalnızlaştınız ve size uyum sağlayacak, benzer frekanstaki varlıklarla karşılaşamama gibi korkularınız mı var?

Lütfen endişelenmeyin, elbette ki bu yazı dertlerinize derman olacak çözümü kendi içinizde bulabilmeniz için gerekli olan tesiri şiddetli bir biçimde bünyesinde barındırıyor. 

Önden şunu belirtmem gerekir ki, bir illüzyonun içerisinde ilerliyorsunuz ve evet bazen önünüzü görememeniz de pek normal. Evrimsel süreçte logosun katalizörlerden daha da yüksek verim alabilmek için, bilincin yapısını böldüğünü ve perdeleme süreçleri geliştirerek, bilinci ve bilinçdışını birbirinden farklı ama aynı zamanda birbirine bağlı iki yapı haline getirdiğini anlıyoruz. Unutma süreci, özgür irade sapmalarını, dolayısıyla deneyim çeşitliliğini artırıyor. Sezgiler, rüyalar, ilhamlar, tebliğler... enerjinizi kendi cehdinizle çivit rengi çakraya ulaştırabildiğiniz ve sonsuz zekaya erişebildiğiniz ölçüde perdenin ötesiyle bağlantı kurabiliyor ve yüksek benliğinize yaklaşabiliyorsunuz. Saydığım kanal mekanizmaları üzerinde yoğunlaşmanız, süreci idrak etmek ve tekamülden yüksek verim almak için oldukça önemlidir.

Bilgi ve düşüncenin yaratımı realiteyi oluşturur. Sizi dar kalıplardan ve sınırlı bakış açılarından kurtararak farkındalığınızı artıracak yegane unsur kendi mücadelenizle başaracağınız realite geçişidir. Her yeni realite yeni geniş bir farkındalık, yeni bir bilginin kavranması ve onu yaşam içerisinde deneyimlenmesi ile mümkün olabilir. Sağlam kaynaklardan sağlam bilgileri talep etmeli, kıyas yaparak, mücadele ederek onları özümsemeye çalışmalısınız. Bilincinizdeki dogmaların çözümlenmesiyle de birlikte, giderek ayaklarınız yere daha sağlam basar hale gelebilirsiniz. 

Bu süreçler, meditasyonlar, imgeleme ve şifa çalışmaları ile bir öte aşamada devam edebilir. Ne kadar yüksek bir imajinasyon kudretine sahip olduğunuzu anlayacak ve yaratım gücünüzü giderek daha da çok keşfedeceksiniz. Anda kalmanın, zihninizi kontrol edebilmenin dolayısıyla idrakli olabilmenin ve düşündüklerinizle yaptıklarınızın üst üste örtüşmesinin hazzını duyabileceksiniz. Çakralar ile ilgili bilgilerinizi genişletmeniz, ayrıca yaşamın içindeki sembolleri okuyabilmeniz sizi daha da güçlü ve içinde bulunduğunuz farkındalık hallerini anlamlı kılacaktır. Bu noktada semboller üzerine araştırma yapmanız elbette rüyalarınızı çözümlemeniz için de oldukça faydalı olur.

Bu haller azminize göre, sizi giderek daha da çok kendinizi keşfedeceğiniz süreçlerin içine çekip duracaktır. Sonu yoktur. Tanrı'nın bilgisi sonsuzdur. Dolayısıyla deneyimlenecek realitelerin de sonu yoktur. Her an, her hareketiniz tanrısal birer eylemdir ve bazen yalnız hissetseniz de, güçlü ve sağlam ilerleyebilmek için, gerekli içsel farkındalığa yine ancak kendi kendinizi ulaştırabilirsiniz. Ruhsal planların ve rehber varlıklarınızın her daim sizinle birlikte olduğunu, yalnız olmadığınızı anımsayabilirsiniz.

Burak Cömertler







 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

SENİN ESERİN

Sürekli mutlu olunması gerektiğini kim söyledi? Acı çekmenin, hasta olmanın gereksiz olduğunu, göğün her zaman açık olması gerektiğini kim söyledi? Kim söyledi dünyanın adaletli bir yer olması gerektiğini, buna dair kök inanç nasıl oluştu? Kim söyledi savaşların olmaması gerektiğini, ölümün kötü olduğunu? Dünya kendi etrafında dönüyor, insan da onun üzerinde etiyle, kemiğiyle ve düşüncesiyle dönüyor. Döngüleri kısır ve sevgisiz. Dışında olan, ona acı veren her şeyin kendi sevgisizliğinin eseri ve yansıması olduğunu anlayamıyor. Sorgulamıyor, yalnızca inanıyor. Hayır, o sadece rahat etmek istiyor, hem de hiç çaba harcamadan. Hiç sorumluluk almadan kalıplara sığmaya, kimlikler ardına gizlenmeye devam ediyor. En büyük marifeti de bir suçlu bulup onu dışarıda araması. Bu düzeni kendi eliyle kurdu. Dışında oyalandı, içine bakmayı unuttu, kurduğunun esiri oldu. Güç ve haz onun gözlerini kör etti. Her yeri acıyla kaplı halbuki. Etini çizsen kanayacak. Dışardan yardım beklemekten, kurtarıcı yo...

RUHSAL UYANIŞ

 Ruhsal uyanış, uyanmayı istemekle ya da uyanmalıyım demekle gerçekleşmez. Uyanış bir hedef değil, doğal bir sonuçtur. Kök çakradan giren evrensel kozmik enerjilerin, ilk üç enerji alanında içsel enerjilerle kesişerek meydana getirdiği deneyimler ve bunların sonuçlarının özümsenmesinin ardından, varlık bu kesişimi yeşil, mavi ve çivit renklerine karşılık gelen üst enerji alanlarında gerçekleştirmeyi talep eder hale gelir. Uyanış budur. Bu idrak aşamasına gelebilmek için kırmızı, turuncu ve sarı enerji alanlarına karşılık gelen hayatta kalma, kimlik oluşturma ve toplumsal ilişkiler ile ilgili deneyimlerin gözden geçirilmesi, idraki ve kabulü gerekir. Bu sayede geçmiş benlikler bağışlanır ve enerji alanlarını temizleyerek dengeye gelen varlık kendisini sever hale gelir. Karma denilen titreşimsel düzensizlikleri gidermenin tek yolu sevmekten ve bağışlamaktan geçer. Uyanış, deneyimler ve bu deneyimlerin açığa çıkan tesirlerinden bilinçli bir farkındalıkla arınabilmenin sonucunda kendil...