7 Ocak 2023 Cumartesi

DÜŞÜNDÜĞÜNDEN AYRI DEĞİLSİN

Varlık, düşüncenin form bulmuş halidir. Bizler de madde illüzyonu içerisinde, düşüncelerimizin imajinatif karşılıkları olan realiteleri, yine kendi kurduğumuz bedenler aracılığıyla deneyimleyen beşer düzeyinde varlıklarız. Dolayısıyla düşündüklerimizden ayrı değiliz. Aynı kolektif düşünce havuzundan beslenir, deneyim ve gözlemlerimizle bu havuzu birlikte genişletiriz. Demek oluyor ki, birbirimizden hiç ama hiç farklı da değiliz. Yeryüzünde neden bulunduğumuzu sorguluyor ve cevabını bulmakta hala zorlanıyorsak; ayrılığı yaratan, çatışmayı körükleyen ve bütünü, bir olarak görmemize engel olan tüm sığ kalıpların ve dogmaların zihnimizde çözümlenmesine odaklanmalıyız. Bunun için de, saf düşünme ve yargısız gözlemleme biçimlerini, bireysel ve toplumsal ölçekte içselleştirebilmeliyiz.

Üçüncü yoğunluk derecesi düzleminde enkarne olan varlıklar için iki temel ders programı vardır. Bunlardan ilki, egosal kimliklerin dönüştürülmesi, ikincisi ise sevgi ve uygulamalarının yapılmasıdır. Ve bunların hepsi belirli yaşam periyotlarında ve gezegenin devresel döngülerinde, düşünce ve bilginin karşılığı olan realitelerin deneyimlenmesi ile gerçekleştirilir. 

Bu dersleri neden alıyoruz?

Enkarnasyonlar boyunca elde ettiğimiz deneyimler, devre sonuna ulaştığımızda bizleri; koşulsuz sevebilen, vicdanını nefsinin aksi yönünde geliştirebilmiş, bilerek hareket eden ve evrenin işleyişine dair bilgi sahibi olan bir varlığın bilinç düzeyine yaklaştırmayı amaçlar. Bu ulaşılan düzeyde, varoluşa dair bütünlüğü ve birliği algılamamızın önündeki en temel engel olan, ayrılığı yaratan ve çatışmayı körükleyen egosal benliklerin dönüştürülmesi gerekir. 

Üst evrim aşamalarında benlik kavramı ortadan kalkar ve birlik anlayışı türlü halleriyle deneyimlenir. Bu yüzden dönüşüm, kendi yarattığımız illüzyonik kalıpların ardında yer alan bütünlüğü görebilmemiz için önemlidir. Yukarıdaki paragrafta realiteler boyunca elde edilen deneyimlerin varlıkları gereken ışık ve bilgelik seviyesine ulaştırması gerektiği belirtilmiştir. Diğer yandan, yüksek ışık ve bilgelik düzeyine ulaştırmada rol alan bu realiteler araç değil amaç haline geldiğinde, varlığın realiteye hakim olması gereken yerde realite varlık üzerinde hakimiyet kurmaya başlar. Bu ikisi arasındaki fark, maddeye tapınarak, tekrarlayan kısır döngülerinde takılı kalmak ile Sonsuz Yaratan'ı, uygun evrim basamaklarında yüksek sevgi ve bilgelikte aramak arasındaki farka eşdeğerdir. 

Kendimizi dönüştürmemiz bu yüzden önemlidir. Her birimiz içimize dönerek bunu kendimiz yapabiliriz. Bu dışarda bulabileceğimiz bir şey değildir. Düşünmek, sorgulamak ve duru gözlem süreçleri geçirmek bunun anahtarıdır.

Burak Cömertler



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

REENKARNASYON

 Enkarnasyon şuur değişimidir. Reenkarnasyon ise bir gezegen devresinin öğretim süreçlerini tamamlayabilmek için geçirilen sıralı enkarnasyo...