Ana içeriğe atla

ALGI & ZAMAN

Bir olayı ya da durumu düşündüğünüz zaman algılayamazsınız. Düşünerek oluşturduğunuz imajları ardı sıra gözlemlediğiniz zaman algılayabilirsiniz. Düşünmek zamana ait bir faaliyettir ve çaba gerektirir. Algı ise içinde bulunulan ana aittir ve çaba gerektirmeksizin, geliştirilen imajların gözlenmesiyle zihinde belirir. Bu yüzden, düşüncelerinizin etrafında dolanmak, sürekli analiz etmek ve yargı oluşturmak size hiçbir fayda sağlamaz. Onları bilince getirmeniz sizi ileriye götürebilir ve döngüyü kırmanızı sağlar. Bunun için de dikkatle odaklanmak gerekir. Odaklanmak varlık enerjisini zaman düzleminden ana çeker ve zihni sakinleştirir. Bu, saf ve duru bir biçimde görebilmenin ön koşuludur. Limitsiz sevgi, farkındalık ve bütünlük hali; limitli madde illüzyonunda bu zihinsel işlem döngüsü sonucunda belirebilir. 

Duygu ve düşüncelerin karşılığı olan realiteler bu şekilde kapsamlanır ve evrimin karşılığı olan 'varlığın kendini bilebilmesi' aşama aşama bu yolla gerçekleşir.

Düşünceyi gözlemlemek ve onunla bütünleşerek illüzyonu dağıtmak yükseliş için gereklidir, fakat düşüncesini saflaştırarak, şartlanma ve dış etkilerden arındırmak varlığın iradesine bağlıdır. Bu irade varlığın kendisini, varoluşu ve Yaratan'ı giderek daha yüksek seviyelerden anlama ve algılama arzusuyla paralel ilerler.

Sorgulamak bu yüzden anlayıp algılamanın ön koşuludur. Bu yolla idraklenmek, dışarısını gözlemleyerek başlayan yaşam yolculuğunun içe dönerek ve odaklanarak anlam bulmasıyla aşama kaydedebilir.

Yıkılıp dağılacak zaman ve illüzyona ait ikilik unsurlarının farkına varıp, öze ve sevgiye ait sarsılmaz farkındalığı bunların üzerinde tutarak, hareket ve düşünce sistematiğimizi buna göre kurgulayabildiğimiz zaman tekamül süreçlerimizi daha da hızlandırabileceğiz.

Burak Cömertler









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...