Ana içeriğe atla

NEGATİF KUTBİYET

Üçüncü yoğunluk derecesi pozitifinden mezun olacakların yanı sıra negatifinden mezun olacak varlıklar da vardır. Bu özgür irade sapmasını deneyimleyen varlıklar, pozitifin aksine, maddesel güç ve kontrolü ellerinde bulundurdukları kader planlarıyla yeryüzüne gelirler. Diğer varlıkları etki altına alarak, onların özgür iradelerini ele geçirmek ve üzerlerinde egemenlik sağlamak en yüksek motivasyonlarıdır. Kendilerini tanrısallaştırarak diğerlerinden ayrıştırmakta ustalaşan bu varlıklar, genellikle dinsel ve toplumsal dogmaları kullanarak hakimiyet sağlarlar ve haz odaklı, maddeci bir anlayışı benimserler. Pozitifin benimsediği birlik kavramının aksine, ayrıştırıcı egosal tutumlar geliştirerek bölme ve yönetme eğilimindedirler. Bunu da, düşünme ve irdeleme yeteneklerini gasp ettikleri varlıkların algılarını kontrol altında tutarak gerçekleştirirler.

Tesirler bütünü olan varlıklar enerjilerini odakladıkları düzlemde, düşünsel algı kapasiteleri oranında idrakli tekamül süreçleri geçirebilirler. Kontrol altında tutulan ve iradesi yönlendirilen bir varlık, henüz otomatizma ile hareketlerini biçimlendiren, yönetilmeye ve yönlendirilmeye açık bir varlıktır. Kontrol edildiğinin henüz farkında değildir. Sorgulamama hali onu kısır döngülerin içerisine hapseder. 

Negatif varlıklar bu durumdan faydalanmayı ve etki altına bıraktıkları varlıkları köleleştirme yolunu benimserler. İdraklenerek, pozitif yönde evrim atılımı yapması gereken zihinleri geri bırakarak kendi kutbiyetlerini artırırlar. Pozitifin sevgi ve idrak yönünde gerçekleşecek olan hasadı; negatif varlık özelinde ne kadar çok varlığı paralize edebilmesi ve kendini ilahlaştırabilmesi ile başarıya ulaşabilir.

Bilgi aktarıcı, kendini evrenden ve Yaratan'dan ayrı görmeyen pozitif varlıklar gibi geçirgen değillerdir. Bilgiyi ve farkındalığı diğer varlıklar üzerinde egemenlik kurmak ve kendilerini ayrıştırmak için kullanmayı tercih ederler. Dinsel metinlerde geçen 'Yaratan'dan başka rabler edinmek' deyimi bu noktada, negatif varlıkları izleyip yörüngelerinde dönen varlıklar için kullanılır. 

Maddi zenginlik, makam, mevki ya da iletişim kanalları bu varlıklarca kullanılan temel kontrol araçlarıdır. Ayrıca sağlıklı beden yapılarında yaşayarak dünyaya oldukça bağlı tavırlar sergilerler.

Burak Cömertler

















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNANÇ VE İDRAK

-İlk aşamada, inancın, her türlü inanışın, limitli ve egosantrik bir zihinsel yaklaşım biçimi olduğunu vurgulamakta fayda var. Şöyle ki; inanç mekanizmasını biraz açmaya çalışırsak eğer; - Önce zihinde katı bir imge belirir. Varlık, enerjisini bu imgeye sorgulamadan yoğunlaştırır ve ardından yoğunlaştırdığı enerjisini imge üzerinde sürekli ve sabit kılarak kendisine bir konfor alanı yaratır. Bunun adı inançtır. Varlık bu şekilde, inandığı, dokunulmazlık ve kutsiyet atadığı değere sahip çıkar, ötesini görmek istemez, onu bırakmak istemez, onun için savaşıp kan bile dökebilir. Bu aşamada sabit, durağan ve sorgulama yetisi henüz yeterince gelişmemiş bir zihnin yaklaşımını gözlemlemekteyiz. - Fark ettiğiniz üzere burada bir imgenin yani yaratım sonucu meydana gelen limitli mekanik bir örüntünün, varlık zihni üzerindeki hakimiyeti söz konusudur. Bir nevi maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti de diyebiliriz bu duruma. İnancın yönlendirdiği insan, henüz sorgu ve idrak düzeyine erişilmediği iç...

ENKARNASYON & REENKARNASYON

 Reenkarnasyon bir inanç değil, farkındalık meselesidir ve evrenin işleyiş biçiminin temelidir. Evrim ihtiyacı duyan tüm varlıklar, belirli bir devre boyunca, bilinç yapılarına ve gözlem ihtiyaçlarına uygun olan gezegenlerde tekrar tekrar doğarlar. Ölüm bir son değil, yeniden doğacak, yani yeni bir şuur haline geçecek olan varlığın geçiş, dinlenme ve bir önceki enkarnasyondan elde ettiklerini özümsemesi sürecidir. Yaratan'ın bilgisi sonsuzdur, dolayısıyla evrim farklı gezegenlerde, farklı beden yapılarında ve bilinç seviyelerinde hiç bitmeden devam edecektir. Reenkarnasyon anlayışını, ruhsal bilgiler ışığında, dogmalardan kurtararak gereğince içselleştirebilmek, varlığın, evreni yani kendisini tanıyabilmesinin ve farkındalıklı hayatlar yaşayabilmesinin gereğidir.  Enkarnasyon şuur değişimi demektir. Her yeni yaşam, öncesinde kurgulanır ve realiteler düzeyinde gerekli olan şuur haline geçilir. Bu kurgu, yaşam maketini oluşturan yüksek benliğin kader planlamasıdır. İç içe geçmiş...

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler