Ana içeriğe atla

TEPKİ BİÇİMLERİ

Yaşam, elbette sizi her zaman mutlu, huzurlu ve sağlıklı hissettirmeyecektir. Önemli olan zor zamanlarda ayakta kalabilecek içsel tepki mekanizması geliştirebilmek ve öyle anlarda esen sert rüzgarlara karşı savrulmadan dengede kalabilmektir. Egosal tutumların idrakinde olabilmek böyle zamanlarda önemlidir ve dönüşümün yolunu açar. Kurban psikolojisine girip ahlanıp vahlanmak yerine, duyguları ve yaşananları kendinizden ayırmadan gözlemek, onların farkına varıp kabul etmek ve dönüşmeleri için irade ortaya koymak, geliştirilmesi gereken en etkili tepki biçimleridir. Maddesel realiteler düzeyinde karşılaşılan her türlü zorlanmanın, gereken sevgi ve ışık düzeyine ulaşabilmesi için varlığın ihtiyaç duyduğu tesir potansiyelini bünyesinde barındırdığını unutmamak gerekir.

Denge halinin içsel bir direnç, baskı ve zorlanmayla değil; yaşananların ve zihinde meydana getirdiği duyguların gözlemlenip bilince getirilerek oluşturulması gerekir. 

Varlığın kendisini ve içinde bulunduğu durumu sürekli bir biçimde analiz etmesi enerjisini tüketmekten başka bir şeye yaramaz. Oluşturduğu imajlar onu zaman düzleminde savurarak illüzyon içerisine hapseder. Odaklanarak zihni sakinleştirmek ve durumu kabullenerek yapıcı tepki biçimleri geliştirmek ve yalın bir halde görmeyi istemek realite geçişini ve çözümü sağlayabilir.

Korku, kaygı, acı, öfke vb. duygular varlık enerjisinin zaman düzlemine, yine varlığın kendi oluşturduğu bir imgeye yönlendirilmesi ile hissedilir. Odaklanmak ve bilince getirmek, bu duyguların varlığı kontrol altında tutmasını engelleyerek bir çözüm bulmasına, anlamlandırmasına ve özündeki sevgiyi keşfetmesine yol açar.

Realite savurur, hakikate yöneliş varlığı yeniden doğmuş bir biçimde kendine getirir. Yaşanılan döngülerden mümkün olduğunca çok veri toplayarak onları öz bilgi haline getirebilmemiz bizim liyakatimize, algımıza ve irademize bağlıdır.

Burak Cömertler

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...