Ana içeriğe atla

VARIŞ NOKTASI

Zamanın tükendiği noktada ana varılır. Bu varış, düşüncenin, yargının, analizin, çatışmanın, korkunun ve kaygının sonuna gelindiği yerdir. Tam burada varlık için sonsuzluğun kapıları açılır ve dağılan illüzyon yerini sevgiye bırakır. Kahraman, yolda kaldığı süre boyunca gözlediklerini artık bilince getirmelidir ve anın barındırdığı sevgiyi açığa çıkararak, var olmanın ve ilerlemenin yüksek sevincini iliklerine kadar hissetmelidir. Macerası boyunca, bugüne kadar hazları ve bağımlılıkları sandığı sevgisinin; derin anlamda, algılamada ve kendinden ayrıştırmadan gözleyerek karşısındaki ile bütünleşmek demek olduğunu fark etmiştir. İkilik artık biter, gözlemcinin kendisini aynalayan gözlediği varlık ile bütünleşmesi, onu sarsılmaz bütünlükten olduğu idrakine ulaştırır ve birlik başlar.

Bu noktadan sonra gözleyen ve gözlenen diye iki farklı varlıktan bahsetmek artık yersizdir. Çünkü aslında gözleyen de gözlenen de aynıdır. Bu anlayış, sarsılmaz sevginin, bütünlük, barış ve birlik halinin evrende hüküm sürebilmesinin temelidir ve Sonsuz Yaratan'ın varlıkları aracılığıyla evrende tezahür etme biçimidir. 

O Yaratan ki anda değildir, O, anın ta kendisidir. Dağılmayan, sarsılmayan, evrilmeyen, muhtaç olmayan ve kıyas kabul etmeyendir.  

Burak Cömertler


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNANÇ VE İDRAK

-İlk aşamada, inancın, her türlü inanışın, limitli ve egosantrik bir zihinsel yaklaşım biçimi olduğunu vurgulamakta fayda var. Şöyle ki; inanç mekanizmasını biraz açmaya çalışırsak eğer; - Önce zihinde katı bir imge belirir. Varlık, enerjisini bu imgeye sorgulamadan yoğunlaştırır ve ardından yoğunlaştırdığı enerjisini imge üzerinde sürekli ve sabit kılarak kendisine bir konfor alanı yaratır. Bunun adı inançtır. Varlık bu şekilde, inandığı, dokunulmazlık ve kutsiyet atadığı değere sahip çıkar, ötesini görmek istemez, onu bırakmak istemez, onun için savaşıp kan bile dökebilir. Bu aşamada sabit, durağan ve sorgulama yetisi henüz yeterince gelişmemiş bir zihnin yaklaşımını gözlemlemekteyiz. - Fark ettiğiniz üzere burada bir imgenin yani yaratım sonucu meydana gelen limitli mekanik bir örüntünün, varlık zihni üzerindeki hakimiyeti söz konusudur. Bir nevi maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti de diyebiliriz bu duruma. İnancın yönlendirdiği insan, henüz sorgu ve idrak düzeyine erişilmediği iç...

ENKARNASYON & REENKARNASYON

 Reenkarnasyon bir inanç değil, farkındalık meselesidir ve evrenin işleyiş biçiminin temelidir. Evrim ihtiyacı duyan tüm varlıklar, belirli bir devre boyunca, bilinç yapılarına ve gözlem ihtiyaçlarına uygun olan gezegenlerde tekrar tekrar doğarlar. Ölüm bir son değil, yeniden doğacak, yani yeni bir şuur haline geçecek olan varlığın geçiş, dinlenme ve bir önceki enkarnasyondan elde ettiklerini özümsemesi sürecidir. Yaratan'ın bilgisi sonsuzdur, dolayısıyla evrim farklı gezegenlerde, farklı beden yapılarında ve bilinç seviyelerinde hiç bitmeden devam edecektir. Reenkarnasyon anlayışını, ruhsal bilgiler ışığında, dogmalardan kurtararak gereğince içselleştirebilmek, varlığın, evreni yani kendisini tanıyabilmesinin ve farkındalıklı hayatlar yaşayabilmesinin gereğidir.  Enkarnasyon şuur değişimi demektir. Her yeni yaşam, öncesinde kurgulanır ve realiteler düzeyinde gerekli olan şuur haline geçilir. Bu kurgu, yaşam maketini oluşturan yüksek benliğin kader planlamasıdır. İç içe geçmiş...

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler