Ana içeriğe atla

VERİM

Yaşam lineer değildir, döngülerden ibarettir. Bu döngülere odaklanılmadığı sürece ne manaya geldikleri anlaşılamaz. Kısır ve varlığın gelişim sağlayamadığı yaşam örüntüleri, birbirini tekrar eden bu süreçlerin yansımalarıdır. Odaklanmak zihni sessizleştirir. Sessizleşen zihin deneyimlenenleri bütünüyle görebilir ve  saf bir biçimde algılar. Döngüler bu anda, bütünüyle görülmek istendiğinde dağılır, gözlemciye anlayış kazandırır ve yerini sevgiye bırakır. İdrakli varlık, bu döngülerin mümkün oldukça çok farkına varabilen ve üzerine çıkabilmek için yüksek karakterli adımlar atabilen varlıktır. Tekamül bu şekilde hızlanabilir ve enkarnasyondan alınan verim artar.

Yatay düzlemde süregelen tekamül süreci bu farkındalıkla yükselmeye ve boyutlanmaya başlar. Bu da döngünün spiral bir biçimde gelişerek, varlığın düşüncesini yukarıya çıkarabilmesinin yolunu açar. Otomatik davranış biçimleri yerini giderek yarı idrakli ve idrakli hallere bırakır. Bilincin yükselmesi ve vicdanın gelişmesi bu yolda birbirlerine ilintilidir. Varlığın kendini bilebilmesi ve gelişmişliği, bu döngülerinin farkına varabilmesi ile paralel ilerler. 

Yaşamda tekrar eden ve içinden çıkılmaz olan tüm süreçlerin, acıları, bağımlılıkların ve duyguların sebebi her ne ise, bunların farkına varıp tespit etmek özgür irade sahibi varlığın kendi sorumluluğudur ve ancak kendisinin dönüştürmeyi istemesi gerekir.

Burak Cömertler

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNANÇ VE İDRAK

-İlk aşamada, inancın, her türlü inanışın, limitli ve egosantrik bir zihinsel yaklaşım biçimi olduğunu vurgulamakta fayda var. Şöyle ki; inanç mekanizmasını biraz açmaya çalışırsak eğer; - Önce zihinde katı bir imge belirir. Varlık, enerjisini bu imgeye sorgulamadan yoğunlaştırır ve ardından yoğunlaştırdığı enerjisini imge üzerinde sürekli ve sabit kılarak kendisine bir konfor alanı yaratır. Bunun adı inançtır. Varlık bu şekilde, inandığı, dokunulmazlık ve kutsiyet atadığı değere sahip çıkar, ötesini görmek istemez, onu bırakmak istemez, onun için savaşıp kan bile dökebilir. Bu aşamada sabit, durağan ve sorgulama yetisi henüz yeterince gelişmemiş bir zihnin yaklaşımını gözlemlemekteyiz. - Fark ettiğiniz üzere burada bir imgenin yani yaratım sonucu meydana gelen limitli mekanik bir örüntünün, varlık zihni üzerindeki hakimiyeti söz konusudur. Bir nevi maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti de diyebiliriz bu duruma. İnancın yönlendirdiği insan, henüz sorgu ve idrak düzeyine erişilmediği iç...

ENKARNASYON & REENKARNASYON

 Reenkarnasyon bir inanç değil, farkındalık meselesidir ve evrenin işleyiş biçiminin temelidir. Evrim ihtiyacı duyan tüm varlıklar, belirli bir devre boyunca, bilinç yapılarına ve gözlem ihtiyaçlarına uygun olan gezegenlerde tekrar tekrar doğarlar. Ölüm bir son değil, yeniden doğacak, yani yeni bir şuur haline geçecek olan varlığın geçiş, dinlenme ve bir önceki enkarnasyondan elde ettiklerini özümsemesi sürecidir. Yaratan'ın bilgisi sonsuzdur, dolayısıyla evrim farklı gezegenlerde, farklı beden yapılarında ve bilinç seviyelerinde hiç bitmeden devam edecektir. Reenkarnasyon anlayışını, ruhsal bilgiler ışığında, dogmalardan kurtararak gereğince içselleştirebilmek, varlığın, evreni yani kendisini tanıyabilmesinin ve farkındalıklı hayatlar yaşayabilmesinin gereğidir.  Enkarnasyon şuur değişimi demektir. Her yeni yaşam, öncesinde kurgulanır ve realiteler düzeyinde gerekli olan şuur haline geçilir. Bu kurgu, yaşam maketini oluşturan yüksek benliğin kader planlamasıdır. İç içe geçmiş...

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler