Ana içeriğe atla

İSTENÇ

 Yöneticiler bir toplumun bilinç, vicdan ve birlik düzeyinin yansıması olan kişilerdir. Toplum bireyleri kendilerini değiştirmediği sürece onları yöneten karakterler de değişmeyecektir. Dönüşüm, irade gösterebilmesi ve sorumluluk alabilmesiyle bireyden başlar. Bu yüzden şikayet etmek anlamsızdır, meseleyi kendinden ayrıştırmaktan ve sorunu dışarda aramaktan başka bir işe yaramaz. Ne zaman ki insan, kendi içindeki çatışma ve korkuyu farkındalıkla giderebilir ve kardeşini koşulsuz olarak kendinden ayrıştırmadan sevebilir; o zaman birlik ruhunun yansıması olan yöneticiyi de kendi içinden çıkaracak hale gelebilir. Kızmak, öfkelenmek ve kaygılanmak için kanalize edilen enerji, dönüşüm için kullanıldığında değişim kaçınılmaz olacaktır.

Özgür irade seçimi bu yoğunluğun temel oyun kuralıdır. Beklenen değişim dışarıda aranarak değil içeriye yönelerek gerçekleşebilir. Sonuç olarak bu durum domino taşı etkisiyle toplumun her ölçekteki birimine ve yönetim kadrolarına kadar yansır. Kimse gökten inip birisinin iç yapısını değiştiremez ve onu yukarı çekemez. Birey değişimi istemeli, gerçeği yalın halde görebilmeli ve iç dinamiklerini revize ederek kendi kendisini ayağa kaldırabilmelidir. 

Hedeflenen değişim hayal ya da umut edilerek değil; hareket geçilerek ve dönüşümü şu anda isteyerek gerçekleştirilebilir.

Burak Cömertler


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...