Ana içeriğe atla

MERHAMET

 İnsanın kendisine ya da bir başkasına merhamet edebilmesi, varlık enerjisini zaman düzleminden kurtarmasıyla mümkündür. Bizi üzen yaşanan olaylar değil, o olaylar karşısında zihnimizde oluşturduğumuz imajlardır. Geçmiş acıları, gelecek pişmanlıkları, günahkar ve değersizlik hisleri, yaşanılanlardan ötürü oluşturduğumuz bu imajlara yeterince odaklanmayıp tesirlerini içselleştirmediğimizdendir. Tekrarlayan karmik döngülerin de nedeni budur. Madde illüzyonuna ait bu imajların algılanıp, zaman düzleminde sıkışıp kalmış enerji parçalarını özgürleştirmek; affetmenin ve merhamet edebilmenin yolunu açar. Tekamül basamakları bu şekilde tırmanılır ve özdeki sevgi bu şekilde belirir.

Yaşanılan her şey gerektiği için yaşanmıştır. Dolayısıyla iyi ya da kötü etiketi yapıştırmak, gerekli ya da gereksiz diye yargı oluşturmak, "keşke yaşanmasaydı ya da şöyle olsaydı" diye söylenip durmak göreceli bir seçimi diğer göreceli bir seçimle kıyaslamaktan başka bir işe yaramaz. Kıyasın olduğu yerde sevgi yoktur. Ne yaşanması gerekiyorsa o yaşanmıştır ve ulaşılan sonuç değil gidilen yol önemlidir. Bunun için de deneyimlenen süreçlerin neden sonuç ilişkisi dahilinde irdelenip algılanması gerekir. Bu algı, sevgi ve merhametin kapısıdır.

Düşünce ve duygular imajinatif unsurlardır ve dolayısıyla zamana aitlerdir. Gözlenmeleri gerekir. Bu sayede özümsenip, üstüne çıkılarak varlığa şuur ve vicdan düzeyinde hizmet edebilirler. Onlara tutunmadan odaklanmak ve bu sayede özden gelen sevgiyle yaşam içerisinde genişlemek hem özgürleşmek hem de merhamet duyabilmek için gereklidir.

Burak Cömertler




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...