Geçmiş diye hatırladığınız ve gelecek diye hayal ettiğiniz her şey aslında birer imajdır. Madde illüzyonu zihinde meydana getirilen bu imajlara duygu ve düşünce biçiminde hareket kazandıran jeneratif çok boyutlu bir düzlemdir. Gözlemcinin bu hakimiyeti sağlaması için, duygularının yönlendirici tesirlerini içselleştirerek düşüncesine odaklanması gerekir. Odaklanmak, sorgu ve algı sürecinin neticesinde hadiseyi bütün halde görmenin yolunu açar. Bu yaklaşım biçimi varlık enerjisinin yönelimini kademe kademe disipline eder ve düşünce üzerinde kurulan hakimiyet giderek artar.
İdrakin artması da bu sorgu ve odaklanma aşamalarının artışıyla paralellik gösterir. İnanç, gelenek ve katı düşünce kalıplarına odaklanmak, yani neden sonuç ilişkisi geliştirerek dayanılan, baskılanan ve bağımlı olunan şartlanma öğelerinden farkındalıkla özgürleşmek; bu duru zihin aşamasına erişebilmenin temel şartıdır. Varlık bu sayede giderek artan bir oranda yüksek benliğine yakın hareket etmeye başlar. Her odaklanma, her dogmanın çözünmesi zaten sevginin belirişidir.
Zihninizde ne varsa karşılığı bedeninize ve yaşamınıza yansır. Bu yüzden madde illüzyonu ve onu oluşturan unsurlar üzerinde hakimiyet sağlamak, onların neler olduğunu anlayarak işlevlerini gözlemlemek doğal olarak zihniniz üzerinde hakimiyet kurmanızı sağlar. Bunun için sormak, odaklanmak ve görmeyi istemek gerekir. Özgürlük budur.
Burak Cömertler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder