Ana içeriğe atla

MEKANİK BENLİK

 Beşer, enkarne olduğu madde yoğunluğunda; bilgi, düşünce ve duygularının karşılığı olan benlikleriyle realitelerini deneyimler. Varlığın imajinasyonu ruhsal bir faaliyet olmasına karşın, zaman düzlemi boyunca yayılan ve bu yolla benlikleri meydana getiren düşünce ve duyguları mekanik imgesel örüntülerdir, tesir kaynaklarıdır ve yapıları maddedir. Evren, çok boyutlu yapısıyla bu limitli örüntülerin yansıtıldığı aracı deney alanıdır. Bu örüntülere akıl yoluyla, mekanik olmayan, yüksek karakterli ve incelikli yaklaşım biçimleriyle odaklanıldığında; ruh, bedeninin yani illüzyon içerisinde zamana bağlanan sonda aracının üzerinde hakimiyet kurabilir, yaratımı genişletebilir ve kapsamlanan gözlem süreçleri geçirebilir. Geçilen her aşamada geçmiş bilgi birikiminden ve hafıza katmanlarından veri sağlanır. Bir varlık, şartlanmaya ve ayrışmaya yol açan mekanik benlik odakları üzerinde ne kadar çok hakimiyet sağlayabilirse, özünün sınırsız sevgi ve ışığını sınırlı madde ortamında akıl yoluyla o denli tezahür ettirebilir.

Sorgulama ve odaklanma, maddenin varlık üzerindeki hakimiyetini kademe kademe ruhun madde üzerindeki hakimiyetine çevirir. Benlikler, özde bütüncül halde bulunan varlık enerjisinin ayrışmış, illüzyon içerisine yayılmış ve parçacık haline dönüşmüş limitli varlık şartlandırıcılarıdır ve otomatik yaşayış biçimlerine yol açarlar. Ruhsal hakimiyet söz konusu olduğunda bu ayrışma ve şartlanma yerini yüksek karakterli kapsayıcı yaklaşım biçimlerine bırakır. Bizler bunu sevgi olarak duyumsarız. 

Üçüncü yoğunluk derecesi madde düzleminde özgür iradesi ile deney süreçleri geçiren varlığın gelişimi için ilk adımı akıl, beden, ruh bütünlüğünden bedenin öncelediği ve limitli zaman düzleminde güvenlik, mutluluk, konfor arayan, sonuç odaklı, geçmişte yaşayan, hırs ve haz temelli deneyim arzulayan benlikleri üzerinde hakimiyet kurmasıdır. Benlik, mekanik bir yapıya sahip olduğundan varlığı otomat sorgulanmamış haller içerisine iter. İnsanların aynı korku, endişe, kaygı, mutluluk ve hazlara sahip olduklarını anımsamak gerekir. Aynı düşünce, realite, bilgi ve his katmanlarında yaşayıp birbirlerinden hiç farklı olmadıklarını da anımsamak gerekir. Bu mekanik örüntülerim mekanik olmayan, limitsiz ve yüksek karakterli tepki biçimlerine dönüşebilmesi, katı bir süzgeç gibi görev yapan benliğin geçirgen yapıya ulaşarak ortadan kalkmasına, ruhun varlık üzerindeki hakimiyetinin artmasına yol açar. Parçacıklı, limitli ve dağınık olan örüntüler bu sayede ortadan kalkar ve bütünleştirici bir yaklaşım elde edilir. 

Benliğin dönüşümü varlığın idraklenerek sevgiyi özünden açığa çıkarabilmesi, dolayısıyla evrimi ve yükselişi ile paralel gelişen bir süreçtir. Sevginin açığa çıkma oranı illüzyonun keşfedilerek tanınması ve vicdanın gelişmesi olarak da tanımlanabilir ki, bu aynı zamanda yükselmiş varlığın, giderek artan sevgi, bilgelik ve ışık düzeyine kendisini ulaştırmasıdır.

Burak Cömertler

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...