Ana içeriğe atla

SONUÇ ODAĞI

 Üzerinde kontrolü olunmayan olaylar hakkında endişelenmek veya beklenti içerisine girilen bir durumun arzulanan biçimde sonuçlanmayacağını hayal ederek karamsarlığa kapılmak, varlık enerjisini zaman düzleminde tutar ve ben merkezci kısır yaklaşımların yolunu açar. Herhangi bir konuda hissedilen sorumlulukla birlikte varlığın kendisini olduğu gibi kabul etmesi, sonuç için suçlamaması ve elinden gelen çabayı göstermesi yeterlidir. Varılacak sonuç değil gidilecek yol önemlidir. Bu yol, türlü deneyim ve gözlemlerle doludur. Sonuç odaklı yaşam, maddenin varlık üzerindeki hakimiyetinin, kıyasın ve şartlanmanın ürünüdür. İçinde bulunulan anda, yaşamın akmasına izin vererek tüm ihtimalleri geniş bir gönül açıklığıyla kucaklamak ise sevginin ürünüdür. Sabır, tam bu noktada enerji israfından koruyan büyük bir erdemdir.

Duygular ve arzular varlığı deneyim sahasına yani madde illüzyonuna çeker. Deneyimin gözlemlenip sonuçlarının irdelenmesi ve aşama aşama algılanması ise sevgiye götürür. Yaşananlar tümüyle varlık enerjisi üzerinde hakimiyet kurularak onu yönlendirebilme kabiliyetini elde etme sürecidir.

Arzulanan şey egosal benliğin dönüşebilmesi ve geçirgen hale gelebilmesi için gerekli deneyim potansiyelini bünyesinde barındırır. Sonuç odaklı yaklaşım, egonun sınırlı ve kendini önceleyen referans noktasından alınarak belirdiği için başarıya, kazanmaya, kıyasa, hazza dayanır. Yine bu yaklaşım biçiminde herhangi bir başarısızlık durumunda özgüven eksikliği, hayattan hak ettiğini alamama, diğer insanlardan kendini düşük seviyede görme ve yetersizlik gibi duygular zihinde belirmeye başlar. Sevgisizlik tam olarak budur. Yaşananları bütün halde görememe ve odaklanamama halidir.

Sonuca odaklanmayı bırakınca, yaşananlar adım adım gözlemlenerek geniş perspektifte bütün halde görülebilir ve varlığın pozisyonunu, kabullerini, kendisini yargılayarak ve haksızlık yaparak esir olduğu duygularının onu tam olarak hangi yöne ilettiğini algılanabilir hale getirir. Yaşananlar an be an tanrısal birer eylemdir ve deneyimlenen her şey bir tesadüfün aksine tam olarak varlığın ihtiyacıdır. Bu noktada gerçek özgürlük, elinden geleni yaptığı kadarıyla yargı oluşturmadan kendini olduğu gibi kabul etmekten ve sonucun hiçbir şekilde önemli olmadığını kavramaktan geçer. Yaşamlar boyunca elde ettiğimiz deneyimler zaten bizi korku ve endişe duymamaya yönlendirecek ve adım adım yüksek anlayışlar kazandıracak biçimde dizayn edilmişlerdir. 

Burak Cömertler


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...