Ana içeriğe atla

KANALLIK BİLGİSİ

Her nerden ulaşmış olursanız olun, eriştiğiniz kanallık bilgisi milli ve dini duygularınızı gıdıklıyorsa, bayrağınızı ve ırkınızı bir diğerinden üstün kılıyor ya da sizi göklere çıkartıp bir kurtarıcının geleceğini müjdeliyorsa; bu bilgilerin sizi hiçbir yere ulaştırmayacağını ve boş hayaller kurdurarak enerjinizi tüketeceğini bilmelisiniz. Asılsız bilgilere bütün halde dikkatle odaklanıldığında, yapıcı hiçbir şey söylemediklerini, korku, kıyas, üstünlük, ayrışma gibi duyguları körüklediklerini rahatlıkla fark edebilirsiniz. Gerçek kanallık bilgisi, okumanızın ardından sizi gazlayan ya da limitli egolarınıza hitap eden değil; özgür iradenize saygı göstererek sevgi dolu, bütüncül, yapıcı ve yükseltici nitelikte etkileri olan bilgidir. Hiçbir bilgiyi sorgulamadan kabul etmemek ve yaşam uygulamalarında kendi gerçekliğini açığa çıkarana dek o bilgiyi inanmadan muhafaza etmek gerekir. 

Devre sonuna yaklaştığımız şu günlerde varlıklar doğal olarak yüksek benliklerine yakınlaşmaktalar ve giderek daha da çok aktarıcı roller oynamaktalar. Bu aktarılanların hakiki ya da çöp bilgi olup olmadıklarını ayırt etmek yine varlığın kendi sorumluluğudur.

Hakiki bilgi zaten kendisinin kanıtıdır, mevcut diğer bilgilerle karşılaştırıldığında, düşünce süreçleri sonunda zihinde giderek genişleyen bir resim oluşmasını sağlar ve bilinci yükseltici rol oynar. Bu bilgi türü egoya hitap etmez, ayrışmayı körükleyen realiteleri beslemez ve varlığın kendi uyanışının yine kendisi tarafından içe dönülerek gerçekleştirilebileceğini vurgular. Özgür iradeye kesinlikle müdahele etmez. Varlığı gereksiz bir biçimde yücelterek kendisini odak haline getirmez.

Diğer yandan asılsız çöp bilgiler, varlığı şartlandığı realitelerinin güvenli konfor alanında tutarak kendi döngülerine odaklanmaları için kullanmaları gereken enerjilerinin tükenmesine ve varlıkların kutbiyet yitirmelerine yol açar. Bunun için genel manada milli duygular, ırk, bayrak, cesaret ve kuvvet üstünlüğü gibi birini diğerinden ayrıştırmakta insanların en kolay manipule edilip yönetilecekleri kavramları kullanırlar. Kanal olarak bağlanıldığı sanılan yüksek kişi ya da öz benlik bu noktada aslında sadece kontrolü ele geçiren bir spatyom varlığı ya da negatif bir varlıktır. Bu durum sanıldığının aksine bir kanallık değildir, obsesyon vakasıdır.

Deneysel ruhçuluk verileri incelendiğinde üstadların medyumlar aracılığıyla elde ettikleri kanallık bilgilerini nasıl kılı kırk yararak aldıklarını, doğruluğunu sağlayana kadar diğer bilgilerle kıyaslayarak beklettiklerini ve içeriklerinden emin olmalarının ardından onları aktararak fonksiyon görmelerini sağladıklarını inceleyebilirsiniz. Akıl ve vicdandan ötürü, yükseltici nitelikte olmayan bilgileri bu sayede rahatlıkla ayrıştırabilirsiniz.

Burak Cömertler




 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNANÇ VE İDRAK

-İlk aşamada, inancın, her türlü inanışın, limitli ve egosantrik bir zihinsel yaklaşım biçimi olduğunu vurgulamakta fayda var. Şöyle ki; inanç mekanizmasını biraz açmaya çalışırsak eğer; - Önce zihinde katı bir imge belirir. Varlık, enerjisini bu imgeye sorgulamadan yoğunlaştırır ve ardından yoğunlaştırdığı enerjisini imge üzerinde sürekli ve sabit kılarak kendisine bir konfor alanı yaratır. Bunun adı inançtır. Varlık bu şekilde, inandığı, dokunulmazlık ve kutsiyet atadığı değere sahip çıkar, ötesini görmek istemez, onu bırakmak istemez, onun için savaşıp kan bile dökebilir. Bu aşamada sabit, durağan ve sorgulama yetisi henüz yeterince gelişmemiş bir zihnin yaklaşımını gözlemlemekteyiz. - Fark ettiğiniz üzere burada bir imgenin yani yaratım sonucu meydana gelen limitli mekanik bir örüntünün, varlık zihni üzerindeki hakimiyeti söz konusudur. Bir nevi maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti de diyebiliriz bu duruma. İnancın yönlendirdiği insan, henüz sorgu ve idrak düzeyine erişilmediği iç...

ENKARNASYON & REENKARNASYON

 Reenkarnasyon bir inanç değil, farkındalık meselesidir ve evrenin işleyiş biçiminin temelidir. Evrim ihtiyacı duyan tüm varlıklar, belirli bir devre boyunca, bilinç yapılarına ve gözlem ihtiyaçlarına uygun olan gezegenlerde tekrar tekrar doğarlar. Ölüm bir son değil, yeniden doğacak, yani yeni bir şuur haline geçecek olan varlığın geçiş, dinlenme ve bir önceki enkarnasyondan elde ettiklerini özümsemesi sürecidir. Yaratan'ın bilgisi sonsuzdur, dolayısıyla evrim farklı gezegenlerde, farklı beden yapılarında ve bilinç seviyelerinde hiç bitmeden devam edecektir. Reenkarnasyon anlayışını, ruhsal bilgiler ışığında, dogmalardan kurtararak gereğince içselleştirebilmek, varlığın, evreni yani kendisini tanıyabilmesinin ve farkındalıklı hayatlar yaşayabilmesinin gereğidir.  Enkarnasyon şuur değişimi demektir. Her yeni yaşam, öncesinde kurgulanır ve realiteler düzeyinde gerekli olan şuur haline geçilir. Bu kurgu, yaşam maketini oluşturan yüksek benliğin kader planlamasıdır. İç içe geçmiş...

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler