Ana içeriğe atla

RUHUN YOLCULUĞU

Varlıklar bir devre boyunca şuur yapılarının ve evrim ihtiyaçlarının karşılığı olan gezegenin maddi şartlarında, uygun beden yapılarında defalarca doğarlar ve ölürler. Gezegenin süptil akışkan ortamı spatyomunu yani ahiretini, bedenlenilen mekanı ise kaba madde ortamını tanımlar. Reenkarnasyon süreçleri boyunca her iki ortamdan bir diğerine geçilmesi şuur değişimidir. Varlık, spatyomun ince yapılı maddesini bilinçdışı ile aktive ederek dinlenme süreçleri geçirir ve yeni bedenlenme aşamalarını planlar. Enkarne olunan madde düzleminde bedenlendikçe ruhsal kudretlerini vicdan biçiminde geliştirme ve idraklenme fırsatı bulur. Her gezegenin kendine ait spatyomu yani bir suptil planı vardır. Varlığın cennete girmesi ise, bedenlenme, deneyim ve gözlem süreçleri sonunda devrenin kaba tesirlerini üzerinden atarak, başka üst bir bilinç aşamasını deneyimleyeceği gezegenin spatyomuna girebilecek kadar evrimleşmesi ve bu yolla evren içerisinde fonksiyon görmeye devam etmesini sembolize eder.

- Yaşamlar bir mekanda bir seferde tamamlanacak ve ardından hurilerle dolu saraylarda sonsuza kadar zevk içince yaşanan cennetlere ulaştıracak süreçler değillerdir. Dinsel metinlerde belirtilen sembolik anlatımlar üst şuur aşamasına ulaşmanın ve birlik anlayışını idrak etmenin sembolleridir. Sayısız yaşamlar varlığı adım adım bu vicdan aşamasına ve şuur uyanıklığına ulaştırır. Dünya okulu da dersleri de geçicidir, bu düzlemde belirli bir süre kadar bulunulur.

- Canlılığın olduğu her yerde ruhsal enerji vardır. Bu enerji maddeye form kazandırır, madde evreni içerisinde tekamül etmek için birbiriyle iç içe geçmiş beden yapıları kurar, dağıtır, diriltir ve tekrar meydana getirir. Amaç maddeyi şekillendirme harekatında ilerlemek ve ruhsal kudretleri açığa çıkarmaktır

- Aşkın zaman ve mekan hallerinde bulunan yüksek benlikler yani tanrısal özler; farklı zaman ve mekan unsurlarına bağlanarak enerjilerini katlanan boyutlar içerisine yönlendirirler ve türlü deneyim süreçleri geçirirler. Varlıklar bu sayede hem veri toplayarak Sonsuz Yaratan'a hizmet ederler hem de tekamül basamaklarını tırmanırlar.

- Sonsuz Yaratan'ın enerjisi ve ışığı yarattığı her varlıkla beraberdir; dolayısıyla Yaratan, yaratılan ve evren birbirinden ayrı varlıklar değillerdir. Seperasyon illüzyondur.

- Birlik anlayışı gelişen şuur yapılarıyla giderek daha çok gelişir, kapsamlanan realiteler gelişen duygu ve şuur düzeyleriyle alakalıdır. 

- Enkarnasyon şuur değişimidir. Varlık bu süreçlerde deneyimleyerek Sonsuz Yaratan'ın kendi kendisini tanımasında rol oynar, ölüm ise bir bitiş değil yeni bir bedenlenme öncesi Yaratan'ın yaşam boyunca gözlemlenenleri özümseme süreçleridir.

- Sonsuz Yaratan her varlıktan ayrıdır ama aynı zamanda her varlıkla da birliktedir. Pozitif ve gelişkin bir varlık karşısındakine baktığında kendisini, aynaya baktığında ise yaratanı görür. Evrenden ve diğer varlıklardan ayrı olmadığının farkındadır, yargıladığının kendisi olduğunu, affedemediğinin de yine kendisi olduğunu idrak etmiştir.

Burak Cömertler








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...