Ana içeriğe atla

YARATAN VE SEVGİ

Her varlık ayırt etmeksizin Sonsuz Yaratan'ı içinde taşır. Bu yaratıcı gücün bireyselleşmiş ve benlik kazanmış bölümleri, özgür iradeleriyle yönlendirebilecekleri ve bu yolla hareket, mekan ve zamana bağlı illüzyon öğelerini oluşturarak deneyim süreçleri geçirebilecekleri enerji alanlarından meydana gelen evrenleri oluştururlar. Yani, evrenler Yaratan'dan ötürü yaratan olan varlığın eseridir. Bu enerjetik illüzyon yapıları, Sonsuz Yaratan'ın meydana getirdiği sevgi ve ışık düzeninin devinim eden tezahürüdür. Sonsuz Yaratan ile birlikte deneyimleyen varlıklar bu evren düzeninin içerisinde adım adım keşfederek açığa çıkardıkları sevgi ve ışığı gözlem yoluyla, kanal olarak Sonsuz Yaratan'a aktarırlar. Sonsuzdan potansiyel alan varlık, kendinden ayrı olmayan Yaratan'a bu yolla, Sonsuz zekanın yükselişine ve veri elde edilmesine katkı sağlayarak hizmet ederler.

Varlığın fonksiyonu, yaşamlar boyu deneysel süreçler geçirerek anın barındırdığı sevgiyi açığa çıkarmaktan geçer. Yaşamların amacı budur. Bu yüzden sevgi denilen kavram sanıldığı gibi bir duygu değil; sırasıyla odaklanmak, algılamak, anlamlandırmak ile ilgili gelişen bir olgudur. Sevgi realitesinin dersleri de bu şekilde verilir. Madde olan duygunun ve düşüncenin üzerinde farkındalıkla hakimiyet kurabilmek ve realite geçişi sağlayarak üst bilinç aşamalarına ulaşabilmek de bu yolla hem sevginin tezahürünü sağlar hem de varlığın evrim basamaklarını tırmanmasını temin eder.

Burak Cömertler


Kaynak: Ra Bilgileri


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNANÇ VE İDRAK

-İlk aşamada, inancın, her türlü inanışın, limitli ve egosantrik bir zihinsel yaklaşım biçimi olduğunu vurgulamakta fayda var. Şöyle ki; inanç mekanizmasını biraz açmaya çalışırsak eğer; - Önce zihinde katı bir imge belirir. Varlık, enerjisini bu imgeye sorgulamadan yoğunlaştırır ve ardından yoğunlaştırdığı enerjisini imge üzerinde sürekli ve sabit kılarak kendisine bir konfor alanı yaratır. Bunun adı inançtır. Varlık bu şekilde, inandığı, dokunulmazlık ve kutsiyet atadığı değere sahip çıkar, ötesini görmek istemez, onu bırakmak istemez, onun için savaşıp kan bile dökebilir. Bu aşamada sabit, durağan ve sorgulama yetisi henüz yeterince gelişmemiş bir zihnin yaklaşımını gözlemlemekteyiz. - Fark ettiğiniz üzere burada bir imgenin yani yaratım sonucu meydana gelen limitli mekanik bir örüntünün, varlık zihni üzerindeki hakimiyeti söz konusudur. Bir nevi maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti de diyebiliriz bu duruma. İnancın yönlendirdiği insan, henüz sorgu ve idrak düzeyine erişilmediği iç...

ENKARNASYON & REENKARNASYON

 Reenkarnasyon bir inanç değil, farkındalık meselesidir ve evrenin işleyiş biçiminin temelidir. Evrim ihtiyacı duyan tüm varlıklar, belirli bir devre boyunca, bilinç yapılarına ve gözlem ihtiyaçlarına uygun olan gezegenlerde tekrar tekrar doğarlar. Ölüm bir son değil, yeniden doğacak, yani yeni bir şuur haline geçecek olan varlığın geçiş, dinlenme ve bir önceki enkarnasyondan elde ettiklerini özümsemesi sürecidir. Yaratan'ın bilgisi sonsuzdur, dolayısıyla evrim farklı gezegenlerde, farklı beden yapılarında ve bilinç seviyelerinde hiç bitmeden devam edecektir. Reenkarnasyon anlayışını, ruhsal bilgiler ışığında, dogmalardan kurtararak gereğince içselleştirebilmek, varlığın, evreni yani kendisini tanıyabilmesinin ve farkındalıklı hayatlar yaşayabilmesinin gereğidir.  Enkarnasyon şuur değişimi demektir. Her yeni yaşam, öncesinde kurgulanır ve realiteler düzeyinde gerekli olan şuur haline geçilir. Bu kurgu, yaşam maketini oluşturan yüksek benliğin kader planlamasıdır. İç içe geçmiş...

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler