Ana içeriğe atla

GEÇMİŞİN YÜKÜ

 Geçmişin yükünü taşımayı bırakıp, yaşadıklarınızı utanılacak birer hata olarak görmekten vazgeçtiğiniz anda zihninizi özgürleştirebilir ve yaşamın içinizden akmasına izin verebilirsiniz. Geçmişi deneyimleyen siz değil geride bıraktığınız benliklerinizdir. Yaşadıklarınız ile birlikte kıymetli sorumluluklar üstlenerek kendiniz ve yansımanız olan başkaları için öğrenme ve öğretme süreçleri geçirdiniz. Uyumsuz olan şudur ki, insan geçmişine utanarak ve iğrenerek bakar. Bu ayrıştırma ve kabullenememe hali varlık enerjisini suçlu ve hatalı yargılarıyla zaman düzlemine hapseder. Şefkat ise yaşananların kabulü ve şükran ile birlikte gelir. Gelişmiş bir varlığın hatasız, sorunsuz bir yaşam süren değil; türlü hatalar ve ağır deneyimlerin ardından titreşimlerini dengeleyerek farkındalık kazanan olduğunu anımsamak gerekir.

Yaşanan her neyse sizi bu ana, bu farkındalığa getirdiği için teşekkür etmelisiniz. Siz geçmiş ya da gelecekteki bir imajda değil, şu andasınız. Limitli benliklerinizle geçirdiğiniz limitli deneyimler bugün erişeceğiniz bilinciniz ve özünüzle uyumlanarak keşfedeceğiniz limitsiz sevgi için tasarlanan mizansenlerdi. Hakiki özgürleşme bu bakış açısıyla zaman düzlemine ait imajinatif parçalarınıza odaklanıp oradaki verileri içselleştirdiğinizde ve yolunuza özgürce devam ederek, yeni yaşam ihtimallerini ve potansiyellerinizi bu yolla açığa çıkardığınızda belirmeye başlayacak. O zaman tüm bu illüzyon imajları dağılıp dökülecek ve kendinizi sevmenin derin sevincini duyumsayacaksınız 

Geçmişin yalnızca içinde bulunulan anda dönüştürülebileceğini unutmamak gerekir.

Burak Cömertler

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...