Ana içeriğe atla

BİLGİNİN TESİRİ

 Bir kimse, bir bilginin tesiriyle aksiyon alıyor ve yaşamını o bilgiye göre dizayn ediyorsa şartlanmış bir zihne sahip demektir; yani mekanik, egosantrik yaklaşım biçimleriyle hareket ediyordur. Bilgi, mekanik bir bulgudur ve geçmiştir. Eğer bu kimse, bilginin tesiriyle sorgu süreci geçirerek saf bir anlayışa ulaşıyor ve hareketlerini bu idrake göre biçimlendiriyorsa sevgi ile hareket ediyor demektir. İlki, referans noktası zaman olan, sınırlı ve otomatik yaşam biçimlerini açığa çıkarırken; diğeri, referansı zamansız ve sınırsız olan hakikat ile hareket edilmesini sağlar. Bu yüzden bilgiyi yüklenmekle farkındalık sahibi olmak aynı şey değildir ve insanın bilgeliği, taşıdığı yükten ötürü değil; bilgisinden ötürü deneyimlediği realitelerine farkındalıkla hakim olmasındadır. Bu hakimiyet aynı zamanda, zeka yoluyla ve iradeyle açığa çıkan ruhsal kudretin, varlık nezdinde hangi seviyede olduğunun da bir göstergesidir.

Bilgi, ona inanıldığı zaman değil, zihinde, düşünce ve sorgu süreçlerine dahil olarak hakikati büyük bir resim gibi görebilmeyi sağladığı anda varlığı yüksek anlayışlara ulaştırabilir. Dolayısıyla, herhangi bir konuda farkındalığa erişmek için mevcut bilgi direkt bir biçimde kabul edilmeden bekletilmeli ve yaşam uygulamalarında kendi gerçekliğini açığa çıkarana kadar muhafaza edilmelidir. İnançsızlık, yüksek idrakin temel şartıdır. Bu inançsızlık halinde, eğer bilgi doğru değilse ya dağılıp gidecek ya da süreç içerisinde revize olacaktır. 

İnsanların realiteleri bilgi, duygu ve hislerine bağlı olarak şekillenirler. Tüm bu öğeler bütün halde geçmişi oluşturur. Bu yüzden realiteler sınırlıdır ve sınırlı benlikler düzeyinde deneyimlenirler. Varlığın üç boyutlu ortamda yer almasının ana sebebi zamana ait benlikler ve bunların bağlı bulunduğu realiteler üzerinde, yani zaman üzerinde hakimiyet sağlamaktır. Zaman mekaniktir, zaman ile tezahür eden bilgi, duygu, düşünce ve tüm yaratım öğeleri mekaniktir. Bunların gelişen varlık yaklaşımlarıyla mekanik olmayan biçimlerle yani yüksek anlayışlarla değiştirilmesi ise ruhsal kudretin etkinliğidir. Bu etkinlik, birleştirici sevginin anlayış halinde açığa çıkmasını sağlar. Dogmalar, gelenekler, katı kalıplar, madde illüzyonu üzerinde zeka yoluyla kurulabilen bu hakimiyet ile birlikte giderek dağılırlar.

Burak Cömertler





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...