Ana içeriğe atla

RUH

Ruh kavramı en temelde sonsuz yaratıcı enerjiyi ve sonsuz zekayı temsil eder. Sonsuzluğun özgür iradesini kullanarak sonsuz enerjiye odaklanması, kaynak olan sonsuz yaratıcı enerjiyi açığa çıkarır. Bu enerjinin, bireyselleşmiş, şekillere ve formlara bürünen, göreceli varlık ve varlık sistemleri tarafından boyutlar içerisine yönlendirilmesi ise deneyim alanları olan evrenleri meydana getirir. Özgür irade sahibi sonsuz sayıda varlığın, sonsuz farklı tercih yaparak yönlendirdiği bu enerji, zaman ve mekan dahilinde yaşam örüntülerini açığa çıkarır ve madde illüzyonunun kurulmasına sebep olur. Ruh, yani sonsuz yaratıcı enerji bu illüzyonun oluşmasına kaynak olurken, bu enerjiden ayrı olmayan benlik sahibi varlıkları aracılığıyla gerçekleşen tüm yaratım süreçleriyle birlikte de, varoluşun her zerresinde yer almış olur.

Sonsuz yaratıcı enerjinin bireyselleşerek benlik kazanması, özgür irade sahibi, yaratılmış ve Yaratan'dan ayrı olmayan varlığın tezahür etmesini sağlar. Bir evren varlığı olan yüksek benlik, bu bireyselleşen, aşkın zaman ve mekan hallerinde tezahür eden ilk benlik yapısıdır. Bu noktadan sonra benliğin benlikten ayrılması biçiminde gerçekleşen enkarnasyon süreçleri, yüksek benliğin hakimiyetinde, holografik tarzda beliren madde illüzyonunda, uygun zaman ve mekan şartlarında, gerekli sonda aracı olan beden yapılarıyla deneyim süreçleri geçirilmesini sağlar. Yani şunu anlıyoruz ki, bütünsel olan ruhsal enerji, seperasyona neden olan benlikler aracılığıyla limitlenir ve uygun maddi sahaya yönlendirilir. Bu yönleniş tüm yaratımın ve yaşamların kaynağını oluşturur.

Sizin bireysel olarak ruhunuz olduğunu düşündüğünüz şey, bu sonsuz yaratıcı enerjinin sadece bir illüzyon yapısı olan benlik ile sınırlandırılmış ve yönlendirilmiş halidir. Bu yüzden yaratılmış varlığın bir yüzü sonsuzluğa bakarken, diğer yüzü her zaman sınırlı bir varlık olarak gözlemlediği sınırlı maddi sahalara bakar. Bu yolla evrende fonksiyon görür, sevgiyi keşfeder ve evrim basamaklarını tırmanır. 

Hakiki varlığınız olan yüksek benlik tarafından dizayn edilen yaşamlar, katmanlı beden yapılarıyla, görünenin aksine derinlikli bir varlık kesitinin oluşmasını sağlar. Bu kesit dahilinde birbirinden ayrılan, farklı gelişmişlik düzeyindeki tüm benlikler her zaman limitlidir, dizayn edilmesi gereken mekanik örüntülerdir ve ruhsal kudretinizin farklı hallerde belirmesidir.. Benlikler her zaman daralmanın ve sınırlamanın kaynağıdır. Öte yandan da tüm yaşam, benlikler üzerinden tezahür eder. Bu noktalardaki dönüşüm varlığın evrilmesini sağlar

Gözlemlenen ayrık yaşam görüntülerinin ve seperasyona neden olan limitli benliklerin ötesinde, tüm ruhsal kudretin sonsuz ve mutlak bir bütünlük oluşturduğunu ve bütünlükten ötürü meydana gelen tüm varlık bileşenlerinin birbirinden ayrı olmayan ve birbirinin yansıması olan ruhsal birimleri meydana getirdiğini fark edebiliriz.

Burak Cömertler


Kaynak: Ra Bilgileri



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...