Ana içeriğe atla

YARATAN VE DENEYİM

 Yaratan'ı tanımak deneyimlerin içselleştirilmesi ile mümkündür. Evrendeki her aksiyon sonsuz yaratıcı enerjinin eseridir. Deneyim, kök çakradan giren sonsuz yaratıcı enerji halinde, varlığın ihtiyacına uygun çakrada içsel enerjiler ile kesişir ve bu enerji alanında yoğunlaştırılır. İhtiyaç duyulan realiteler bu düzeyde deneyimlenir ve elde edilen veriler her çakra düzeyinde değerlendirilerek anlamlandırılır. Limitli benlik ve beden yapılarına sahip varlıklar sonsuzdan potansiyel alarak bu yolla evrende fonksiyon görürler. Sonsuz Yaratan'ın yarattığı varlığın her zerresinde olması budur ve birlikte deneyimlediği varlıklarla kendisini tanıması bu şekilde meydana gelir.

Sonsuz yaratıcı enerjinin kalp çakrası düzeyine çıkarılabilmesi ve bu düzeyde deneyim aranması, varlığın, sevgi ve idrak aşamasının derslerini aldığını gösterir ki bu durum hasata uygunluğun yani dünya okulunda son aşamalara gelindiğinin göstergesidir. 

Sınırlı benliklerin üzerine sınırsız sevgi anlayışıyla çıkılması, katı tutum, anlayış, şartlanma ve sorgulanmayan öğretilerin geride bırakılmasıyla mümkün olur. Birlik, dayanışma, merhamet ve bağışlama anlayışları bu düzeyde gelişir, otomatizma yerini yarı idrakli hallere bırakır ve sorumluluk bilinci gelişmeye başlar. Varlık, bağışladığının aslında kendisi olduğunu idrak eder. Bu durum karmaya sebep olan titreşimsel düzensizlikleri sonlandırır. Geriye bakış azalır, zaman düzlemine hakimiyet gelişir.

Enerjinin çivit rengi çakraya çıkarılabilmesi, varlığın perdeyi delmesinin, sonsuz zeka ile bağlantı kurarak zeki enerjiyi kullanabilmesinin ve bu yolla bilgelik düzeyinde sevgi eylemleri gerçekleştirmesinin yolunu açar. Rüya, şifa, kanallık gibi yöntemler bu enerji alanı düzeyinde gerçekleşir. 

Yaratan'ı artık anlamsız hikayelerde, ne olduğu belirsiz rivayetlerde, kapalı belirsiz anlatımlarda, inanç düzeyindeki bağnaz anlayışlarda değil; idrak edilen ve bilimin ışık tuttuğu aydınlık yollarda aramak kişinin kendi tercihidir. Keşfettiğimiz yüce enerjetik sistem salt ve sınırsız sevgi düzeninden başka bir şey değildir. Sonsuzluk bizim içimizde ve biz ondan kesinlikle ayrı değiliz.

Burak Cömertler


Kaynak: Ra Bilgileri

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNANÇ VE İDRAK

-İlk aşamada, inancın, her türlü inanışın, limitli ve egosantrik bir zihinsel yaklaşım biçimi olduğunu vurgulamakta fayda var. Şöyle ki; inanç mekanizmasını biraz açmaya çalışırsak eğer; - Önce zihinde katı bir imge belirir. Varlık, enerjisini bu imgeye sorgulamadan yoğunlaştırır ve ardından yoğunlaştırdığı enerjisini imge üzerinde sürekli ve sabit kılarak kendisine bir konfor alanı yaratır. Bunun adı inançtır. Varlık bu şekilde, inandığı, dokunulmazlık ve kutsiyet atadığı değere sahip çıkar, ötesini görmek istemez, onu bırakmak istemez, onun için savaşıp kan bile dökebilir. Bu aşamada sabit, durağan ve sorgulama yetisi henüz yeterince gelişmemiş bir zihnin yaklaşımını gözlemlemekteyiz. - Fark ettiğiniz üzere burada bir imgenin yani yaratım sonucu meydana gelen limitli mekanik bir örüntünün, varlık zihni üzerindeki hakimiyeti söz konusudur. Bir nevi maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti de diyebiliriz bu duruma. İnancın yönlendirdiği insan, henüz sorgu ve idrak düzeyine erişilmediği iç...

ENKARNASYON & REENKARNASYON

 Reenkarnasyon bir inanç değil, farkındalık meselesidir ve evrenin işleyiş biçiminin temelidir. Evrim ihtiyacı duyan tüm varlıklar, belirli bir devre boyunca, bilinç yapılarına ve gözlem ihtiyaçlarına uygun olan gezegenlerde tekrar tekrar doğarlar. Ölüm bir son değil, yeniden doğacak, yani yeni bir şuur haline geçecek olan varlığın geçiş, dinlenme ve bir önceki enkarnasyondan elde ettiklerini özümsemesi sürecidir. Yaratan'ın bilgisi sonsuzdur, dolayısıyla evrim farklı gezegenlerde, farklı beden yapılarında ve bilinç seviyelerinde hiç bitmeden devam edecektir. Reenkarnasyon anlayışını, ruhsal bilgiler ışığında, dogmalardan kurtararak gereğince içselleştirebilmek, varlığın, evreni yani kendisini tanıyabilmesinin ve farkındalıklı hayatlar yaşayabilmesinin gereğidir.  Enkarnasyon şuur değişimi demektir. Her yeni yaşam, öncesinde kurgulanır ve realiteler düzeyinde gerekli olan şuur haline geçilir. Bu kurgu, yaşam maketini oluşturan yüksek benliğin kader planlamasıdır. İç içe geçmiş...

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler