Ana içeriğe atla

SINIRLI SONSUZLUK

 Sonsuzu anlamak için onun önce ne olmadığını anlamak işe yarayabilir. Bir boyut içerisine dağılmış enerji ve bu yolla oluşan benlik, şekil, form ve realiteler; biçim ve yönelişlerinden ötürü her zaman sonlu bir olguyu temsil ederler. Bu sonlu ortam ve hallerin kademe kademe gelişimini sağlayan iki şey vardır. İlki geçmiş bilgisi ve bu bilginin içerdiği yoğun enerji, diğeri ise bu bilgiyi işleyerek gelecek illüzyon örüntülerini açığa çıkaran varlıklar. Bu iki şey anın sınırsız bilgeliğini ve kaynağını sınırlı ortama yayarlar. Zaman bilgiyi taşır ama bilge olan andır. Tüm yaratılış ancak andan filizlenir ve yine yüklerinden arınmış halde ancak anda gözlemlenir. Sınırsız bir kaynağın şekillere bürünüp sınırlı yaşamları meydana getirmesi, uzak ve geniş bir görüntüde uçsuz bucaksız, sonsuz yaratılışı doğurur.

Sonlu, düşünce ürünü madde realitelerini ve sebep olduğu mekanik döngüleri kavramak ve onları amaç edinmek yerine yüksek idrak ve vicdan aşamalarına ulaştıracak birer araç olarak görmek, bu sonsuz yolculukta yüksekleri gaye edinen ve Yaratan'a hizmet için yanıp tutuşan ruhlar için elde edebilecekleri en temel farkındalıklardan biridir.

Yaratan'dan ötürü yaratan olabilmek oldukça kıymetli bir varoluş halidir ve bu hal, beraberinde varlığa önemli sorumluluklar yükler. Bunlardan en temeli şahsiyet ortaya koyabilmektir. Sorgulayabilme yetisi ve kitlelerin ardından gitmeyi reddederek hayır diyebilmek, özgün biçimlerin açığa çıkabilmesinin ilk adımıdır. İnsanın en büyük yanılgısı, gerçeğe ve hakikate ulaştığını düşündüğü yerde, esasen bir başkasının biçimlerini kopyalıyor oluşudur. Bu durum birbirini tekrarlayan ve mekanik varoluşsal örüntülerin açığa çıkmasına yol açar.

Sevgi ise ancak idrakin olduğu yerde, bu döngülerin üzerine akıl yoluyla çıkılabildiğinde belirebilir.

Burak Cömertler


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...