Ana içeriğe atla

UYANIŞ VE ÖZGÜRLÜK

 Uyanış, deneyimler ve açığa çıkan tesirlerinden bilinçli bir farkındalıkla geliştirilen kopabilme yetisidir. Süreç, kök çakradan giren evrensel enerjinin kırmızı, turuncu ve sarı ışın enerji alanlarında, içsel enerjilerle kesişerek meydana getirdiği deneyimlerin ve sonuçlarının özümsenmesinin ardından, yukarı yönelerek üst enerji merkezlerine doğru atılım yapabilmesi ile gelişir. Bu atılım, varlığın hasata uygunluk derecesini de belirler. Deneyimlerin idraki, kabulü ve bunlardan ötürü geliştirilen yapıcı tepkiler, varlığın kendisini ve yansıması olan diğer benlikleri bağışlamasına, bunlardan özgürleşmesine ve yukarı yönlü yapacağı sıçramanın hızlanmasına yol açar. Bu aşamada maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti giderek azalır ve korkulardan özgürleşilir. Zamanla, alt enerji alanlarında geçirilen kaba deneyim süreçleri, yerini üst enerji merkezleri düzeyinde daha incelikli sevgi, idrak ve bilgelik deneyimlerine bırakmaya başlar.

Kurban bilinci, suçluluk hisleri, korku kalıpları ve kimlik arayışıyla tekrar eden kısır yaşam döngülerinin üzerine sorgulayan yaklaşımlarla çıkılmaya başlanınca, geliştirilen anlayışlar bir noktadan itibaren doyuma ulaşmaya başlar. Geçmiş benliklerin bağışlanması ve deneyimlenenlerin benimsenmesiyle geriye bakış azalır. Bu bağışlama hali zamanın tesirlerinden farkındalıkla özgürleşebilmeyi sağlar.

Bu noktadan sonra titreşimi yükselerek kutbiyeti artan varlık, deneyimlerini sevgi ve birlik açısından değerlendirerek özgürce iletişim kuracağı hallerde kendisini bulmayı arzular. Birlik bilincinin getirdiği sorumluluk hissi varlığı başkalarına hizmet edebilmenin yollarını aramaya iter. İrade gösterip, çivit rengi enerji alanında enerjisini yoğunlaştırması, sonsuz zekaya bağlanarak hizmet edeceği konularda uzmanlaşabilmesini sağlar.

İlk üç çakra düzeyinde yeterli oranda kazanılamayan anlayışlar ve düşünce sapmalarının sebep olduğu tıkanıklıklar, yukarı enerji alanlarında aranılan deneyimleri kısıtlar. Buna rağmen yukarı enerji alanlarında deneyim aranması varlığın içsel düzenini bozabilir. Tıkanıklıkları gidermek için varlığın önce kendisine bütün halde odaklanması ve sevmesi gerekir. Bu odaklanma halinde zihin ve bedene dair tüm katı parçalar, bağımlılıklar, ön yargılar, şartlanmalar incelenerek bunların sebep olduğu sapmalardan arınılabilir. Uyanış sürecinde planlanan katalizörlerle bu arınma süreci hızlandırılır.

İçsel titreşimlerle kozmik evrensel enerjinin kesişme alanının ne kadar yukarıda olduğu varlığın gelişmişliğiyle doğru orantılıdır. Özgür irade sahibi olan varlığın maddenin tesirlerinden arınıp kademe kademe bu keşif ve farkındalık yolculuğunda ilerlemesi ve sorumluluğunu hissedebilmesi, kendi özgürlüğünü yine kendi eliyle adım adım kazanmasını sağlar.

Burak Cömertler


Kaynak: Ra bilgileri

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

SENİN ESERİN

Sürekli mutlu olunması gerektiğini kim söyledi? Acı çekmenin, hasta olmanın gereksiz olduğunu, göğün her zaman açık olması gerektiğini kim söyledi? Kim söyledi dünyanın adaletli bir yer olması gerektiğini, buna dair kök inanç nasıl oluştu? Kim söyledi savaşların olmaması gerektiğini, ölümün kötü olduğunu? Dünya kendi etrafında dönüyor, insan da onun üzerinde etiyle, kemiğiyle ve düşüncesiyle dönüyor. Döngüleri kısır ve sevgisiz. Dışında olan, ona acı veren her şeyin kendi sevgisizliğinin eseri ve yansıması olduğunu anlayamıyor. Sorgulamıyor, yalnızca inanıyor. Hayır, o sadece rahat etmek istiyor, hem de hiç çaba harcamadan. Hiç sorumluluk almadan kalıplara sığmaya, kimlikler ardına gizlenmeye devam ediyor. En büyük marifeti de bir suçlu bulup onu dışarıda araması. Bu düzeni kendi eliyle kurdu. Dışında oyalandı, içine bakmayı unuttu, kurduğunun esiri oldu. Güç ve haz onun gözlerini kör etti. Her yeri acıyla kaplı halbuki. Etini çizsen kanayacak. Dışardan yardım beklemekten, kurtarıcı yo...

RUHSAL UYANIŞ

 Ruhsal uyanış, uyanmayı istemekle ya da uyanmalıyım demekle gerçekleşmez. Uyanış bir hedef değil, doğal bir sonuçtur. Kök çakradan giren evrensel kozmik enerjilerin, ilk üç enerji alanında içsel enerjilerle kesişerek meydana getirdiği deneyimler ve bunların sonuçlarının özümsenmesinin ardından, varlık bu kesişimi yeşil, mavi ve çivit renklerine karşılık gelen üst enerji alanlarında gerçekleştirmeyi talep eder hale gelir. Uyanış budur. Bu idrak aşamasına gelebilmek için kırmızı, turuncu ve sarı enerji alanlarına karşılık gelen hayatta kalma, kimlik oluşturma ve toplumsal ilişkiler ile ilgili deneyimlerin gözden geçirilmesi, idraki ve kabulü gerekir. Bu sayede geçmiş benlikler bağışlanır ve enerji alanlarını temizleyerek dengeye gelen varlık kendisini sever hale gelir. Karma denilen titreşimsel düzensizlikleri gidermenin tek yolu sevmekten ve bağışlamaktan geçer. Uyanış, deneyimler ve bu deneyimlerin açığa çıkan tesirlerinden bilinçli bir farkındalıkla arınabilmenin sonucunda kendil...