Ana içeriğe atla

YARATIM VE İRADE

Yaratım, başkasının biçimlerini taklit etmek değil, kendi özgün biçimlerini ortaya koymaktır. Bunun için özgür irade gerekir. Beşer düzeyindeki her insanın iradesi vardır, ama bu iradenin özgürlük oranı kişiden kişiye değişir. Özgür iradenin belirebilmesi, birisinin tüm hareket, karar ve aksiyonlarının her türlü dış tesirden arınmış halde kendisine ait olmasına ve seçimlerini, tesir aldığı bu noktalardan bağımsız yapabilmesine bağlıdır. Bu belirişin oranı, varlığın ulaştığı sevgi ve ışık düzeyinin de göstergesidir. Evrendeki temel fonksiyonu, özgür irade seçimleriyle, enerjisini uygun boyut düzlemine yönlendirerek açığa çıkardığı realitelerini deneyimlemek ve incelemek olan varlığın; şahsiyet kazanması da, maddeden özgürleşmesi de, yaratımının kendisine ait olması da, iradesinin özgürlüğü oranındadır. Bunu kazanmak için de, iradeyi yönlendiren ve varlık aksiyonlarını mekanikleştiren dış şartlanma öğelerinden farkındalıkla özgürleşebilmek gerekir.

İnsanlar iradelerinin özgür olduğunu düşünebilirler ama gerçekte bu iradeleri, çoğunlukla toplumsal, siyasal, geleneksel, dinsel birçok şartlanma öğesinin kontrolü altındadır. Bunlar, varlığın hareketlerini onun yerine belirleyen düşünsel ve sorgulanmamış kalıplardır. Özgür iradeye sahip çıkılması, varlığın sorumluluk alarak bu tesir noktalarını idrak etmesi ve onlardan özgürleşmesiyle mümkün olabilir. Akıl ile belirebilen vicdan bu noktada açığa çıkmaya başlar. Zihin üzerindeki hakimiyet bu noktada kurulur. Sevgi ile yaklaşabilme oranı da bu noktada artar.

Üçüncü yoğunluk derecesi, pozitif ya da negatif yönlü ilerleme tercihinin yapıldığı tekamül düzeyidir. Negatif yolu tercih eden varlıklar, bu özgür irade seçiminin getirisi olan sapmalardan ötürü kendilerini tanrılaştırarak, diğer varlıklar üzerinde kontrol ve baskı kurmayı amaçlarlar. Bunun için çeşitli kanallarla diğer varlıkların algılarını yönetir ve onların özgür iradelerini ele geçirirler. Sevginin birleştirici yönünü gizleyerek; korku, çatışma ve ayrışma ile süregelen maddeci bir anlayışı izlerler. Negatifin kontrolünde oluşturulan sistemler, seçkin bir sınıf oluşturarak, diğer varlıkların köleleştirildiği, iradelerinin ele geçirildiği ve bu varlıkların tek tipleştirildiği düzenleri kurmayı amaçlarlar.

Varlık, bu yüzden katı yönlerini görebilmeli ve onu sevgisiz bir biçimde savuran realitelerini idrak edebilmelidir. Sorumluluk alarak sorgulamak ve korkulardan arınmak bu idraki elde etmenin temel şartıdır. Devrenin sonunda, sevgi dolu birleştirici bir karakter ortaya koyamayan, Yaratan yerine başkalarına kulluk eden, negatif odakların etrafında şuursuzca dolanan her varlığın, kendi vicdanı ile yüzleşeceği gün geldiğinde, yaşamlar boyu tutunduğu inanç ve realitelerinin onu kurtaramayacağını ve devreyi tekrarlamak zorunda kalacağını bilmesi gerekir.

Burak Cömertler

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...