Verimli işleyen bir zihin, odaklanma kabiliyeti gelişmiş ve sorgulama kapasite artmış bir zihindir. Varlık enerjisi, odaklanılan düzleme doğru yönlenir ve orada yoğunlaşır. Dışa bakan göz içe yönelip sorgulama süreci geçirdiğinde, egoların ve bunları karakterize eden şartlanma öğelerinin üzerinde farkındalıklı bir hakimiyet kurulur. Varlığın irade göstererek içine yönelmesi, madde düzlemi boyunca dağılan enerjisini toparlarken; sorgulama süreci ise şartlanmalarını, yani sınırlandırıcı duygu ve düşünce kalıplarını mağlup ederek idrakinin artmasını sağlar. İdrakin kademe kademe artması ise varlığı yüksek benliğine yakınlaştırır. Yüksek benliğine yakınlaşan varlık, benliğin benlikten ayrışması biçiminde açığa çıkan limitli egolarının potansiyel verdiği, mekanik ve tekrar eden kısır yaşam döngülerinin üzerine yüksek karakterli tepki biçimleriyle çıkar hale gelebilir. Sevgi, anlayış ve idrak halinde bu şekilde belirir.
Varlığın özüne yakınlaşması, irade göstererek sorgulamasına ve zihnini sınırlandırıcılarından arındırarak saflaştırmasına bağlıdır. Bu yolla duru ve sağlıklı gözlem biçimleri geliştirebilen bir kimse sevgi kapasitesini artırabilir. Hakiki sevginin, sınırlı duygusal yaklaşımların ötesinde, idrakle belirebilen bir anlayış haliyle açığa çıkabileceğini unutmamak gerekir.
Özüne yakınlaşan varlık, kendisine odaklanmış ve bu sayede madde illüzyonuna doğru separe olmuş enerjisini toparlayabilen bir varlıktır. Duygusunu bu sayede kendisinden ayrıştırmadan içselleştirebilir, düşüncesinin onu hangi yüksek anlayışa ulaştırabileceğini bu toparlanma haliyle fark edebilir. Gerçeği görmeyi isteyen kimse için bu meditatif şuur hali şu anda, şimdi ve burada her daim aktif ve geçerlidir. Önemli olan görmeyi istemek ve bu yolla kendi rengini ortaya koymaktır.
İçe odaklanmak, meditatif şuur hallerine erişmek ya da meditasyon yapmak varlığın dönüşümünü kesinlikle sağlayamaz. Varlığın bu şuur hallerindeyken gerçeği, yani zihninde anlayış halinde beliren büyük resmi görmeyi istemesi esas dönüşümünü sağlar. Her insanın kendi sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğinin ve özgür iradesinin kendi boynuna asıldığını idrak etmesi gerekir. Herkes ışığını kendi içinde, kimsenin götüremeyeceği, yolu olmayan zamansızlık noktasında bulabilir.
Yüksek anlayışlara erişebilmek öncelikli ve önemlidir, ama varlığa esas şahsiyetini kazandıran eriştiği idrak haliyle eylemlerinin örtüşmesidir. İnsanın çektiği acının çoğu aksiyonlarıyla eriştiği anlayışın birbiri üstüne düşmemesinden kaynaklanır. Halbuki eylemleri de varlıktan ayrı değildir. İrade göstermek, yeri geldiğinde hayır diyebilmek önemlidir. Korku ancak hayır denilebildiğinde dağılır. İradesinin farkına varan ve üzerinde büyük oranda hakimiyet kurabilen kimse, kendi realitesini kendisinin oluşturduğunu giderek yüksek seviyelerden anlayabilir hale gelecektir.
Burak Cömertler
Yorumlar
Yorum Gönder