Üçüncü yoğunluk derecesine ait, zamanın, üzerinde hakimiyet kurduğu bir zihin kendi realitesini başkalarının, geleneklerin, dinlerin ve türlü ideolojilerin belirlediği, olan bitenin sebeplerini dış dünyaya bağlayan ve sorumluluk almaktan kaçınan, kurban bilincini kanıksamış bir varlığın zihnidir. Ona göre kendisi etken değil sonuçtur. İdraki arttıkça kendi realitesini kendisinin yarattığını keşfeden bu varlık, sonucunun neye hizmet ettiğini önemsemeksizin hayalleri doğrultusunda yaşamı kontrol etmeye çalışır ve zamana hakim olmaya başlar. O artık egosunun potansiyel verdiği bir tanrıdır ve her şeyi yönetebileceğini düşünür. Son aşamada ise derinlerindeki özüyle bağlantı kurmaya ve ona güvenmeye başlar. Gerçekleştirilen bir eylemin sonucunun iyi ya da kötü olmasının bir öneminin olmadığını, o eylemin idrakinde olunup olunmamasının bir önemi olduğunu fark ederek kontrol etmeyi bırakır ve kendisini zamandan özgürleştirir.
Olanı ve olabilecek olanı kontrol etmeyi bırakması sonsuz yanıyla temas etmesini sağlarken, idraki adım adım bu bağlantıyı kuvvetlendirir. Anın farkındalığına bu anda erişilir, gerçek özgürlüğe bu anda ulaşılır. Yaşananlar içselleştirilene, gerekli gözlem yapılıncaya kadar ders devam eder. Yaşamın, tüm neden ve sonuçlarıyla kucaklanması gereken bir illüzyon olduğunun farkına varmak hayallerin ötesindeki, yeni ihtimallerin tomurcuklandığı yerlere geçilmesini sağlar.
Burak Cömertler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder