Evrensel bir şartlanma içerisinde sürekli olarak üst bilgiyi ve buna karşılık gelen üst realiteyi arayan varlığın, nefsaniyetten adım adım sıyrılarak vicdanı yönünde hamle yapabilmesi öz bilgisini artırmasıyla mümkündür. Yaşam boyu deneyimlenen realitelerden elde edilen veriler, bilinçteki ilk kıyas ve analiz aşamasının ardından uyku esnasında bilinçdışına aktarılırlar. Bireysel bilinçdışı bir ömür boyunca idrak edilen ya da edilemeyen bilgileri ve realitelerin izlenimlerini taşır. Bilinçdışında yer alan bilgilerin varlık özü yani yüksek benlik ile uyumlanması ve özümsenmesi ise o bilgilerin gerçek anlamda öz bilgi haline dönüşmesini sağlar. Dolayısıyla, irade göstererek sorgulayan ve bilgiyi arayan varlığın idrakinin artması, özüne yaklaşarak öz bilgisini artırmasına sebep olur. Bu artış varlık realitesinin kapsamlanmasına da yol açar. İdrakin kademe kademe artması, varlık özüne sonda yapan bir kanalın giderek genişlemesi ve çeşitlenmesi gibidir. Ruhsal kudretin etkinliği bu esnada giderek artar.
Yaşam boyunca varlık tarafından kazanılan öz bilgiler yaşarken henüz varlığa mal edilmemiştir. Bilinçdışında depolanan bu veriler ancak ölüm aşamasında bilinçaltındaki diğer kazanılmış bilgilerle uyumlanır ve bu bilinç katmanına aktarılarak varlık tarafından özümsenir. Bu özümseme aynı zamanda Sonsuz Yaratan'ın deneyimleri özümseme aşamasıdır. Varlıklar yaşayarak bu yolla O'na hizmet ederler. İşin temelinde hiçbir varlık Sonsuz Yaratan'dan ve yaratılıştan ayrı değildir, seperasyon sadece illüzyondur.
Spatyoma henüz geçiş yapmış olan varlık, deneyimlerden elde edilen bilgilerin özümsenmesi ve bilinçaltına aktarılması aşamasında kısa bir süre için tüm dış tesirlerden arındırılarak sadece kendi ruhundan tesir alması ve yaşamı boyunca olan bitenlerin imajlarını yalnız başına gözden geçirmesi sağlanır. Bu esnada artık yaşarken olduğu gibi onları bastıramaz ve bilinçdışına itemez bir halde olduğundan hepsiyle teker teker yüzleşmek zorunda kalır. Hayatın film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmesi bu şekilde olur, kabir azabı olarak bilinen duygu da bu yüzleşme esnasında hissedilir. Her varlık ölüm sonrasında spatyoma ilk geçişte belirli kısa bir süre için bu durumla karşı karşıya kalır.
Yaşarken idrakiyle birlikte öz bilgisini artıran varlığın realitesi de giderek kapsamlanır. Bu kapsamın kazanılması, eski bilgi ve realitelerin yerli yerine oturtulması ve yeni biçimlerin açığa çıkmasını sağlar. Ölüm aşaması ve deneyimlerin özümsenmesi sürecinden de anlaşılacağı üzere, yaşam boyunca duygu, düşünce ve bilginin karşılığı olarak açığa çıkan realiteler, maddesel ve yalnızca bu bedenle belirli yüzeysel zaman şartlarında deneyimlenen geçici unsurlardır. Din, millet, mezhep, bayrak, ırk gibi varlığın yalnızca o yaşamına özgü ve geçici olarak deneyimlediği realitelerine saplanıp kalmaması ve bu unsurlara dair şartlanmalarının idrakine varılabilmesi, öz bilgisini artırarak ruhsal tekamül yolculuğunda sağlıklı ilerleyebilmesi adına oldukça kıymetlidir
Burak Cömertler
Kaynak: İlahi Nizam ve Kainat
Yorumlar
Yorum Gönder