Ana içeriğe atla

RUHSAL UYANIŞ

 Ruhsal uyanış, uyanmayı istemekle ya da uyanmalıyım demekle gerçekleşmez. Uyanış bir hedef değil, doğal bir sonuçtur. Kök çakradan giren evrensel kozmik enerjilerin, ilk üç enerji alanında içsel enerjilerle kesişerek meydana getirdiği deneyimler ve bunların sonuçlarının özümsenmesinin ardından, varlık bu kesişimi yeşil, mavi ve çivit renklerine karşılık gelen üst enerji alanlarında gerçekleştirmeyi talep eder hale gelir. Uyanış budur. Bu idrak aşamasına gelebilmek için kırmızı, turuncu ve sarı enerji alanlarına karşılık gelen hayatta kalma, kimlik oluşturma ve toplumsal ilişkiler ile ilgili deneyimlerin gözden geçirilmesi, idraki ve kabulü gerekir. Bu sayede geçmiş benlikler bağışlanır ve enerji alanlarını temizleyerek dengeye gelen varlık kendisini sever hale gelir. Karma denilen titreşimsel düzensizlikleri gidermenin tek yolu sevmekten ve bağışlamaktan geçer.

Uyanış, deneyimler ve bu deneyimlerin açığa çıkan tesirlerinden bilinçli bir farkındalıkla arınabilmenin sonucunda kendiliğinden belirir. Deneyimlerin idraki, kabulü ve bunlardan ötürü geliştirilen yapıcı tepkiler, varlığın kendisini ve yansıması olan diğer benlikleri bağışlamasına, bunlardan özgürleşmesine ve yukarı yönlü yapacağı sıçramanın hızlanmasına yol açar. Bu aşamada maddenin varlık üzerindeki hakimiyeti giderek azalır ve korkulardan, dolayısıyla zamandan daha da yüksek oranda özgürleşilir. Zamanla, alt enerji alanlarında geçirilen kaba deneyim süreçleri, yerini üst enerji merkezleri düzeyinde daha incelikli sevgi, idrak ve bilgelik deneyimlerine bırakmaya başlar.

İlk üç çakra düzeyindeki deneyimlerin özümsenmesinin ardından varlığın spiral şeklinde ilerleyen içsel enerjileri, kök çakradan giren evrensel kozmik enerjilerle sırasıyla yeşil, mavi ve çivit rengi enerji alanlarında kesişerek bu enerji kapılarına denk gelen deneyimleri açığa çıkarır. Bu noktadan sonra titreşimi yükselerek kutbiyeti artan varlık, yeşil enerji alanında deneyimleri evrensel sevgi ve birlik yönünden incelerken, mavi enerji alanında bu deneyimlerin nasıl özgür iletişimi ve aktarımı doğurduğunu, çivit rengi enerji alanında ise evrensel enerjilerle nasıl birleştirilebileceğini ve sonsuz zeka akımlarının nasıl işleyerek diğer varlıklara aktarılabileceğini öğrenir. İçsel kesişimin yukarı enerji alanları düzeylerinde aranmasının oranı o varlığın hasata uygunluğunu da gösterir.

Sonuç olarak bir insan içine odaklanarak sapmalarının farkına varır, bunları olduğu gibi kabul ederek kendisini ve yansıması olan diğer benlikleri bağışlarsa, o insanın uyanış süreci de otomatik olarak açığa çıkmaya başlar. Bu yüzden uyanışın bir öğretmeni, öğretisi, kitabı, atölyesi ya da kursu olamaz. Her insan bunu kendi içinde, kendisi için, hiçbir yol ve öğretinin götüremeyeceği sınırsızlığa erişmeyi istediğinde kendisi sağlayabilir. Ve bu yüzden birisine ya da bir topluluğa hitaben yöneltilen "artık uyanmalısınız" tarzı söylemler anlamsızdır. Her insanın realitesi farklıdır ve onun uyanışının da bir zamanı vardır. Uyanışı arayan insan ilk aşamada içsel olarak kendi parçalarını onarmayı, sevmeyi ve bağışlamayı öğrenmelidir.

Burak Cömertler

Kaynak: Ra bilgileri

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKSİYON

Harekete geçmediğiniz sürece sevgi aksiyonları da alamazsınız. Dışarı doğru genişleyen yaratımınız olan duygularınız, ancak onları deneyimleme cesareti gösterdiğiniz takdirde sevgi eylemlerine dönüşebilir. Korkunun, ruhunuzun derinliklerinden akseden ilahi ışığın eylemlerinize yansımasını engelleyen bir yanılsama olduğunu unutmayınız. Küçücük bir eylemin, basit bir sözün bile kolektifte nasıl geniş yankılar uyandıracağını tahmin bile edemezsiniz. Şimdi ataleti ortadan kaldırmanın, sarsılmaz birliğin bir parçası olduğunuzu anımsamanın ve bunu sergilemenin zamanı. Etkili bir sevgi eyleminin karşısında ne zorbalık ne de cehalet ayakta kalabilir. Yaratılış gayenizi hatırlayınız, o zaman hiçbir şeyden, hiçbir koşulda korkmamanız gerektiğini anımsayacaksınız. Burak Cömertler

KONTROL

Kontrolün olduğu yerde korku, idrakli hakimiyetin olduğu yerde ise sevgi vardır. Psikolojik manada, kontrol edilerek baskılanan her düşünsel unsur, üzerinde henüz yeterince odaklanılmamış ve sağlıklı bir düzeyden gözlemlenerek gereğince içselleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, titreşimsel düzensizlik yani karma meydana getirir. Gölge yanların potansiyel verdiği ve tekrarlayan döngüler halinde karşımıza çıkan tüm yaşam örüntülerini tespit ederek; onlardan kaçıp kurtulmak, onları baskılamak, derinlere itmek veya ötelemek yerine onlarla yüzleşmeyi istemek gerekir. Bu noktada idrak kazanılır, sevgi açığa çıkar, dolayısıyla limitli egonun hakimiyeti son bulur ve ayrışma biter. Şefkat ve bağışlama, idrakli hakimiyetten doğan bu anlayışla belirir. Kontrol etmekle üzerinde belirli bir anlayışa dayalı hakimiyet kurmak farklı yaklaşımlardır. İdrak belirdiğinde hakimiyet sağlanır ve özgür irade tam anlamıyla devreye girer. Özgür irade ile aksiyon almak varlığın yaratımının bütünüyle kendisine ait olma...

DUA

 Eğer ilahi mekanizmalar beni daima gözetiyorlar ve ihtiyaçlarımı biliyorlarsa, yaşam yolculuğumu sıkı bir şekilde denetliyorlar ve bana şah damarımdan daha yakınlarsa, ben neden hala dua etme ihtiyacı duyuyorum? Dua, yukarıya yani ilahi gözetici mekanizmalara doğru yöneltilen bir tür dilekçedir. Bu dilekçenin yukarıya, kuvvetle ve çabayla, uygun kademeye gönderilebilmesi, dua eden varlığa gelmesi gereken ya da gelebilecek olan potansiyel haldeki yardımların gerçekleşmesini, aktif hale gelmesini sağlar. Yani dua, yardımı talep eden varlığın gayretiyle, yukarıyla olan bağlantının kuvvetlenmesini ve genişlemesini sağlayarak, ihtimal dahilinde, pasif halde, hazırda bekleyen ve ihtiyaç duyulan yardımların cevap bulmasının yolunu açar. Duanın kabul olmasının ise iki şartı vardır. İlki, duanın kuvvetle ve samimiyetle yapılması, diğeri ise yapılan duanın kendisinin ve diğer varlıkların evrimine engel oluşturmayacak içerikte olmasıdır. Yani her istenilen şey, varlığa her şartta verilmez; n...