Bir şeyi gözlemlemek ayrıdır, açığa çıkan tesirlerini yakalamak ve sindirebilmek ayrıdır. Varlığın şuur faaliyetinin verimsizleşmesinin yegane sebebi, bir olayın açığa çıkan tesirlerini sindirmek yerine o olayın kaynağıyla ilgilenmesidir. İçsel bağlantının kurulamadığı durumda açığa çıkan bu kısır yaklaşım, varlık enerjisinin zaman düzleminde kalarak, tekrarlayan egosantrik döngülerde tükenmesine ve geçmişin, varlığın sırtında gittikçe ağırlaşan bir yük halini almasına sebep olur. Madde realiteleri, saplanılan bir amaç değil, yüksek bilinç aşamalarına ulaştıran birer araç olarak görülmelidirler. Deneyimi tüm yönleriyle algılayarak kabul etmek, alınacak olan veri alındıktan sonra da, ondan özgürleşerek yeni yüksek ufuklara yelken açmak, tekamül sürecinin verimli geçirilmesi adına elzemdir.
Kapsayıcı bağışlama hali, tesirlerin idrak edilerek sindirildiği ve geçmişte kalması gerekenin yerine uygunca yerleştirildiği bu yaklaşım biçiminin ardından tezahür eder. Bilge insan, geçmişin yükünü taşımaması gerektiğini anlamış olandır. Bu sayede vicdan sesine kulak vererek gerçek manada sevgiyi keşfedebilir ve özüyle bağlantı kurarak kuvvetli imanının getirisi olan bir anlayışla kendisini gerçekleştirebilir.
Burak Cömertler
Yorumlar
Yorum Gönder