31 Ağustos 2022 Çarşamba

OTOMATİZMA

Siz, herhangi bir dinsel otomatizmanın içerisine girmeyi reddettiğinizde, Sonsuz Yaratan'ı ve onun yasalarını reddetmiş olmuyorsunuz. Tam tersi, size dikte ettirilen sınırlamalar ve yaşamın özünü oluşturan deneysel süreçlerinizi kısıtlayan dogmatik, kapalı anlayışlardan kurtulmuş oluyorsunuz. Açık bilgilerle hareket ederek, Yaratan'ın sevgisi ve ışığının, varlığınızın her zerresinde olduğunu fark etmeniz, attığınız her adımın zaten O'ndan ötürü olduğunu anlamanız, dışsal şartlandırma öğeleri yerine, nefsinizi tanıyarak kendi denetim mekanizmanızı oluşturmanız, idrakli yaşamanın temelini oluşturur. Aklınızla, sorgulayarak ulaşabildiğiniz en yüksek anlayışın sizin hakiki dininiz olabileceğini anladığınız zaman, kendi realitenizi kendiniz belirleyebilecek ve evrim basamaklarını özgürce tırmanabileceksiniz.

Dinler, evrenin işleyişi dahilinde, bizlerin tekamülünü gözeten vazifeli varlıkların, Sonsuz Yaratan'ın bilgisinden ötürü aktardıkları, bilinç düzeyimizin gelişmişliğine uygun olan ahlak kurallarını, ilahi yasaları ve Yaratan'a dair bilgileri içerirler. Hiçbir dinsel veri direkt olarak Yaratan tarafından indirilmemiştir. Bu aktarım, madde evreni içerisinde bizler gibi tekamül eden ve bir zamanlar, bizim şu an geçtiğimiz yollardan geçerek evrim basamaklarını tırmanan uzaysal varlıklar ya da bizim bildiğimiz adıyla ruhsal planlar tarafından yapılır. İlahi yönetim mekanizmasının bizim gözetimimizden sorumlu olan bu birimini biz Cebrail olarak biliriz. Bu mekanizma iç içe geçmiş, örgüsel vazifeli varlık sistemlerinden oluşur. Bizlerin tekamül yolculuğu da bu vazife sistemlerine katılmaya doğrudur.

Dinlerin içerdiği ahlak kuralları, yönetilmeye ihtiyaç duyan, kendi düzenini kuramayan, otomatik davranışlar sergileyen varlıklar içindir. Otomat varlıkların otomatizmaya ihtiyacı vardır. Belirli realitelerde bunlara ihtiyaç duyan varlıklar, genişleyen bilinçleri ve edindikleri farkındalıklarıyla devre sonuna yaklaştığımız şu günlerde, artık bunlara ihtiyaç duymayarak, kendi şuur aydınlıklarıyla hareket edebilmeli ve sembolik kapalı anlatımlar içinde bocalamak yerine, açık deneysel bilgilerle hareket edebilecek düzeye gelebilmelidirler. Artık kimsenin size sınırlar ve yasaklar koymasına gerek kalmamalı, kendiniz, deneyimlerinizden elde ettikleriniz ile birlikte kendi vicdanınıza yön verebilmelisiniz. Dinsel metinlerde, bunlar haricinde yer alan, Yaratan'a, evrene ve varoluşa dair kapalı anlatımları yüksek göksel bilgilerle çözümleyerek, bu yüce tekamül yolculuğunda realitelerin giderek kapsamlandığı anlayışına, korkmadan varabilmelisiniz.


Sirius Misyonu

  


 

30 Ağustos 2022 Salı

KOŞULSUZ SEVGİ

 Koşulsuz sevgi, her varlığın bizim farklı bir yansımamız olduğu, bir ayrım olmadığı ve ayrımı yaratanın içsel yargılarımız ile bunlara bağlı egosal benliklerimiz olduğu, idrakine varabildiğimizde, içimizde keşfedebileceğimiz yüksek tanrısal bir ifadedir. Bir kimseyi sevemeyeceğinizi düşünüyorsanız, içinizde,  ona dair yargıyı kıramıyor ve onu kendinizden ayrıştırıp bu durumun nedenleriyle yüzleşemiyorsunuz demektir. Madde illüzyonunda, üçüncü yoğunluk derecesi temel dersleri, bu benliklerin realiteler düzeyinde dönüştürülmesini ve ayrılıkların ortadan kaldırılmasına dair anlayışların geliştirilmesini amaçlar. Bu dönüşüm, koşulsuz sevmekten ve bilgiyle genişleyen idrakten ayrı tutulamaz. Sonsuz Yaratan'ın sizi asla yargılamadığını ve her birinizi ayrım gözetmeden sevdiğini anımsayıp, O'ndan örnek alabilirsiniz.

 Bütün varlıkları ayrım yapmadan, koşulsuz ve şartsız sevebilmenin önündeki tek engel bizim sınırlı anlayışlarımızdır. Neden sonuç ilişkisi kurabilmek ve bilgiyle hareket etmek, ayrılıkları gidermenin ve neden hiçbir şart koşmadan, herkesi sevmemiz gerektiğini anlamamız için önemlidir. Bizi ayrıştıran yaşamsal unsurlar ve üzerimizdeki etkileri hakkında detaylıca düşünmemiz ve sonuçlarını içselleştirmemiz, farkındalıklı bir yaşam sürmek için şarttır. 

 Yaşam dediğimiz olgu, içimizdeki tanrısallığı keşfetme ve kendimizi gerçekleştirme sürecidir. Bu keşfetme süreci en yüksek tanrısal ifade olan şartsız, koşulsuz sevgiye ve kutuplaşmanın olmadığı, Bir ve Kaynak olan Sonsuz Yaratan'a doğru olmalıdır. Bu demek oluyor ki, siz içinizdeki sevgiyi, başka varlıklara ne kadar çok akıtabilirseniz ve vicdanınızdaki katılıkları gelişmiş bir idrakle, ne kadar fazla parçalayabilirseniz, Sonsuz Yaratan'ın yüksek anlayışına o denli yaklaşabilmişsinizdir.


Burak Cömertler

19 Ağustos 2022 Cuma

SEVAP & GÜNAH

Günahlar biriktikçe endişe duymamız gereken, sevaplar ise topladıkça çıkar sağlayıp, puan kazanabileceğimiz kavramlar değillerdir. Günah diye nitelediğimiz ve bazen de kendimizi yargıladığımız negatif tutum ve eylemler, neden sonuç ilişkisi dahilinde, bizleri dönüştürecek ve evrim basamaklarında yukarı taşıyacak olumlu adımları atabilmenin itici gücünü oluşturmaları için vardır. Erişilen yüksek bilinç ve gelişen vicdani değerler ile birlikte, olaylara verdiğimiz tepkiler de giderek rafine bir hal alırlar. Sevap, geliştirilen davranış ve tepki modellerinin, pozitif kutuplaşmanın ve ruhsal kazanımların bir göstergesidir. Bu kavramlar hakkındaki bakış açımızı bilgiyle genişletebilmek; kendimizi bağışlayıp, geçmişin tesiri altında kalarak suçluluk duymamamız gerektiğini ve attığımız her adımın, Sonsuz Yaratan'ın yolunda, çıkar ve fedakarlıktan öte birer vazife olduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır.


Korku, cezalandırılma, suçluluk hissi ya da ödül beklentisi, yaşam içerisinde bilgisizce ve otomatik hareket eden varlıkların realiteleridir. Bir kısmımız hala, cennetin köşkler, pırlantalar, huriler ve türlü hazlarla dolu maddesel bir mekan olduğunu hayal ederken; cehennemin korkunç alevlerinden ve sıcağından da, defalarca tekrarladıkları hataları için tövbe ederek kurtulacaklarını düşünürler. Bu sorgulanmamış metafizik kavramların yaşam illüzyonu içerisindeki karşılıkları da haliyle dogmatik olacaktır.

Hatırlamamız gereken kendi realitemizi kendimizin yarattığıdır. Bilgi ile hareket etmek; yine bilgiden oluşan ve bilgiyi talep eden özümüzün, yaşam içinde kendisini gerçekleştirmesinin anahtarıdır. Biriktikçe bizi dibe çeken ve suçluluk duyduğumuz hisler ve geçmiş vizyonlarının neden var olduklarını ve amaçlarını idrak edemediğimiz müddetçe, anda yaşaması gereken bizleri, geçmişin kör kuyularına hapsetmeye devam edecektir. 

İdraklenmek, yaşamın içimizden akıp gitmesine izin verdiğimiz, bilerek yaşadığımız, hata yapmaktan korkmadığımız ve onlardan dersler alarak nefsimizi kontrol edebildiğimiz bir hale gelebilmektir. Unutmayalım ki Yaratan bizi cezalandırmaz, yargılamaz, katrandan gömlekler giydirmez, günahlarımız liste halinde önümüze sunulmaz. Onları ceza ve korku kalıbında yaratan bizleriz. Yaşanılan her şey yaşanması gerektiği ve sonsuz evrim yollarında bizleri dönüştürmesi için, tanrısal ve deneysel birer eylem olarak karşımıza çıkmıştır.

Bizleri cennete götürecek sevaplar, deneysel süreçleri yeterince özümsemenin, bu sayede genişleyen bilincin ve yükselen vicdani değerlerin, madde illüzyonu içerisinde davranış, tutum ve düşüncelerimize yansımasıdır. Bu yansımalar, ödül ya da çıkar temelli, nefsin beslediği yönde değil, vicdan doğrultusunda, yüksek duygularla yapıldığı zaman esas karşılıklarını bulmuşlar demektir.

Sirius Misyonu
 









8 Ağustos 2022 Pazartesi

ŞEYTAN

 Şeytan, boynuzu, kuyruğu ve alevden bedeni olan bir varlık değildir. Duyumsadığımız korku, sevgisizlik ve nefsimizin kontrolü altında yaşamamızın evrensel sembolüdür. Şeytan: koşulsuz sevgiyi, merhameti, anlayışı, yüksek vicdani değerlerin ortaya çıkmasını engelleyen, içsel kaynaklarımızdan beslenen, bizden ayrı ve uzak olmayan yanımızdır. İkili denge sisteminde, pozitif yönde kutuplaşmanın, potansiyel verici negatif unsurudur. Akıl etmek, idrakli yaşamaya çalışarak sorgulanmamış anlayışları dönüştürmek, bu konuda elde edebileceğimiz farkındalığın anahtarıdır. 

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınmaya niyet etmek: korkudan, bilgisizlikten ve akıl etmemekten; Sonsuz Yaratan'da temsil olunan yüksek vicdani değerlere uyumlanmaya niyet etmek demektir. Geçmişten bu yana gelen ve dinsel metinlerde çokça bahsedilen şeytan kavramı, kolektifte imgelenen korkunç imajların aksine, negatif ve geri yönde kutuplaşmanın ve maddesel düzlemde Sonsuz Yaratan'dan öte rabler edinmenin sembolüdür. Yaratan'dan öte rabler edinmek demek, bizim maddeye hakim olabilmemiz değil, maddenin ve maddeci benliklerimizin bizim üzerimizde hakimiyet kurabilmesi demektir. Şeytanı uzakta değil kendi içimizdeki geri ve katı yanlarımızda aramak gerekir.


Sirius Misyonu

  

4 Ağustos 2022 Perşembe

GİDİLECEK YOL

 Yanlış seçim diye bir şey yoktur, varılacak sonuç değil gidilecek yol önemlidir. Gidilen her yol türlü tecrübeler ve gözlemlerle doludur. Her varlık yaratandır ve bu yolların deneyimlenmesi tanrısal birer eylemdir. Sonsuz Yaratan'ın kendi kendisini tanımasında vazifedar olmak budur. Pişmanlık, evrenin ve tekamül süreçlerinin işleyişini anlayamayıp sonuç odaklı yaşamamızdan kaynaklanır. Izdırap, duygu geçişine izin veremeyip, yüzleşemediğimiz için ve yargıyı kıramadığımızdan duyumsanır. Ayrılıklardan yakınmamız ise tüm yaratımın, evrenin ve varlık sistemlerinin zaten bütün ve birbirinden ayrılmaz olduğunu, ayrılık diye bir şeyin söz konusu olmadığını ve her varlığın birbirini yansıtan, Yaratan'ın farklı birer ifadesi olduğu bilincine varamadığımızdandır.

Günün sonunda;

Nasıl bir seçim yaparsak yapalım, yaşadığımız anların nasıl dolu dolu olduğu ve kendimizi ve eriştiğimiz sonucu ne kadar bilgelikle kucaklayabildiğimiz önemlidir. 

Evrenin bizi asla yargılamayacağını bilmek, içsel genişliği hissedebilmek ve yargısız bir anlayışla bakabilmek her varlığa, evrene, yaratılışa ve en önce kendimize önemlidir. 

Yaratan'ın işlem gören değerli bir birimi olduğumuzu, sonsuz olduğumuzu ve O'ndan ayrı olmadığımızı anımsamamız önemlidir.

Yaşadığımız her tecrübede ve beraberindeki zorlukta, bizi dönüştürebilecek mananın gizli olduğunu bilebilmek önemlidir. 

Eriştiğimiz her realitede, bilgide ve bu sayede duyumsadığımız hakiki mutlulukla beraber; tıpkı tomurcuklanan bir çiçeğin açması gibi madde evreni içerisinde serpilerek, daha da genişleyerek ve yayılarak kendimizi keşfetmemiz önemlidir.


Sirius Misyonu


1 Ağustos 2022 Pazartesi

RÜYALAR

 Rüyalar bazen duru görü biçiminde, gerçekleşecek olayları bizlere direkt olarak aksettirirler ama genel manada bilinç ve bilinçdışı arasında bir köprü oluşturarak tekamül sürecinin hızlandırılması ve yapılandırılması için türlü ipuçlarını aktarmaya çalışırlar. Rehberlerimiz, yüksek benliklerimiz ve ruhsal planlar bu rüyaların kaynağıdır. En anlamsız gibi görünen rüyaların bile temelinde derin manalar vardır ve rüya örgüsünü çözebildiğimiz zaman, tekamül süreçlerimiz için büyük faydalar sağlayabiliriz. Geçmişten getirdiğimiz korku ve baskı kalıpları, çözümlenmesi gereken travmalar ve geleceğe yönelik hamlelerimize dair rehberliği, rüyalar sayesinde perdenin ötesine nüfus ederek alabiliriz.

Varlığımızın özü bedenden öte ve tüm evrene nüfuz edebilen enerjetik ruhsal yapıdır. Madde düzleminde enkarne olmamız belirli bir dönem için beden kurma ve şuurumuzu o düzlemin şartlarında deneysel süreçler geçirecek biçimde uyumlama süreçleridir. Enkarnasyon şuur daralmasını, dolayısıyla katalitik deneyimleri artırıcı perdeleme süreçlerini de beraberinde getirir. Rüyalar perdenin potansiyel verici öte tarafıyla bağlantı kurabilmemiz ve sezgi ve duygu yollarıyla tekamül süreçlerimizi verimli kılacak ipuçları alabilmemiz için eşsiz fırsatlar içerir.

Perdenin diğer tarafı, bizim bilinçdışı diye adlandırdığımız, bilinç altı ve bilinç üstü bölümlerini de kapsayan kompleks bir yapıdır. Kolektif diye tanımladığımız bilinç bileşkesi; beslendiğimiz, bilinçdışının kaynağı olan ve arşetipik organik örgüleri bünyesinde barındıran, tekamül süreçleri geçirmemiz için biriktirdiğimiz deneyim havuzudur. Rüyalarımız şu anki bilincimizle, bilinçdışı yapısı arasında bağlantı sağlar, tekamül süreçleri dolayısıyla arşetipik köklere uzanan bizleri yönlendirici rehberlik görevini üstlenir ve yüksek benlikler için kanallık fırsatı sunar. Eril bilinç ancak dişil bilinçdışının potansiyeli ile hareket edebilir.

Kolektife ait temel karakteristik semboller ile birlikte kişilere özel zamanla gelişen semboller rüya örgüsünde kullanılabilir. Rüyada görülen mağara ve karanlık bilinçdışını sembolize eder. Bedenlerin, uzuvların ya da sezgi ve duygusal kimlik parçalarını sembolize eden hayvanların derinlere gömülmesi bastırılan duygular ve benlikler ile alakalıdır. Dağ, tepe ve taş gibi kütleler vicdanlardaki katılıkları sembolize ederken yaşlı ve iletişim kurmak istemediğiniz birisi sizin geçmişten getirdiğiniz ve yüzleşemediğiniz benliğinizi sembolize eder. Bunlar gibi birçok derin manalar içeren semboller rüya örgüsüyle birlikte dikkatle incelenmeli ve varlık gidişatını revize etmek üzere bunlardan yararlanabilmelidir. Rüyaların sunduğu fırsatları kaçırmamak gerekir.

Sirius Misyonu

ANDA MI KALMALIYIM?

 "Anda kalmalıyım" diyerek ana gelinmeye çalışılması, yaşam döngülerine farkındalıkla odaklanılmadığı sürece, geçici bir rahatlama...