Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İDRAK AĞACI

Eğer bir Tanrı varsa, O'nu, yaratımını algılayabildiğiniz kadar bilebilirsiniz. Bu yüzden Tanrı'yı tanımak, varlıklar aracılığıyla meydana getirilen yaratımını anlamakla mümkündür. Sevgi, ancak idrak ağacının dallarına tırmanabildiğinde genişleyebilir ve göğe yaklaşabilir. Dolayısıyla idrakin artması, varlığın kendisiyle birlikte deneyimleyen Tanrı'yı tanımasının da anahtarıdır. Bu içsel bir keşif ve kendini gerçekleştirme sürecidir. O'nu hala korku dolu, baskıcı, cezalandıran ve kısıtlı dar anlayışlarda aramak; İbrahim'in kırdığı putlara tapınmaya eş değerdir. Üst realiteye geçiş, varlığın sorgulayarak, saf ve şartsız düşünce modelini içselleştirmesi ile mümkün olabilir. En yüksek dinin, aklınız ve sezgilerinizle eriştiğiniz en yüksek anlayışta olduğunu ve ancak idrak etmenin hakiki mutluluğu getirebileceğini anlamak gerekir. Kendinize varlık ve yaratım hakkında sorular yöneltebildiğiniz ve içtenlikle, egolarınızı bir kenara bırakarak onları cevapladığınızda gelişi...

BİLGİNİN SÜRECİ

Çok bilmek ya da her konuya hakim olmak gerekmiyor. Olaylara karşı saf, duru bakış açıları geliştirebilmek, şartlanmamış bir zihin yapısı inşa edebilmek ve yargısız yaklaşım tarzının geliştirildiği, açık bilgiye dayalı düşünce süreçleri geçirebilmek yeterlidir. Bilgi, ona tapılması ve biriktirilmesi için değil, muhatabını; o bilginin tesiri doğrultusunda, içsel keşif süreçleri geçirmesini sağlayarak, yüksek anlayışlara eriştirebilmesi için vardır. Diğer türlü, saplanılan realite varlık üzerinde hakimiyet kurar ve onu, tekrar eden kısır döngülerin esiri haline getirir. Bilmediğini bilerek hareket etmek, geçmiş ve gelecek imgelerinin ardından sürüklenmeden, duyguların esiri olmadan ve sınırlandırıcılarından farkındalıkla kurtulmuş bir zihinle yaşamı an be an gözlemlemek gerekir. Sonsuz Yaratan'ın bilgisi evren içerisinde istasyonlardan geçerek ilerler. Varlıkların oluşturduğu bilinç bileşkeleri (logoslar) her seferinde, himaye ettikleri alt logoslara projekte ettikleri bilgilerle, bo...

YALNIZLAŞMA

Erişilen farkındalık, yalnızlaşmanın elbette en büyük sebebidir. Bilge bir yalnızlığı, sorgulamamanın derin hipnoz etkisine ve huzuruna tercih eden varlık; yolda kalabilmenin, ilerlemenin ve umudun imgesini tüm zorluklara rağmen sağ cebinde taşır. Bu imge bazen kor alevlere dönüşür, deler geçer bedenini; bazen de çiçek açar, kendisini aşar... Varılan her durak, yeni bir mutluluk evresinin bilgisini içerisinde barındırır. Kaderidir her varlığın ilerlemek, bu sevgi yolunda keşfederek O'nu, gözleyerek her baktığı yerdeki yansımasını ve gerçekleştirerek kendisini, kendi iradesiyle adım adım... Uyanış sürecinde misiniz? Siz konuşmaya başlayınca etrafınızdaki insanlar size garip garip mi bakıyor? Anlaşılmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Yoksa, giderek yalnızlaştınız ve size uyum sağlayacak, benzer frekanstaki varlıklarla karşılaşamama gibi korkularınız mı var? Lütfen endişelenmeyin, elbette ki bu yazı dertlerinize derman olacak çözümü kendi içinizde bulabilmeniz için gerekli olan tesiri şidd...

TESİRLER BÜTÜNÜ

 Bizler, birer tesirler bütünüyüz. Şaka yollu bile olsa kendimize negatif nitelemeler yaptığımızda, zihnimiz ve bedenimiz ona göre tepki vermeye başlar. Geçmiş anıları anımsayıp onlara tutunduğumuzda, tıpkı büyü gibi tesir yapar ve bizi dolu dolu yaşamaktan, anda kalmaktan alıkoyar. Kendimizi hassas radyo alıcıları gibi düşünebiliriz. Bu yüzden, tesir aldığımız noktaları kontrol edebilmek; dengeli bir yaşam sürmenin ve idrakli olabilmenin ön koşuludur.  Yaşam içerisinde, tesir odaklarına karşı verdiğimiz tepkiler evrim düzeyimizle doğru orantılıdır. İnanç kalıpları, geleneksel etkiler ya da bütünün hal ve hareketlerini sorgusuz doğru kabul etmek, farkında olmadan bizi yönetir ve otomatik bir yaşam sürmemize yol açar. İşin kötüsü, "neden" diye sorgulamadığımız müddetçe bu kısır döngülerin tatlı huzurunda sürüklenir dururuz.  Söz tıpkı büyü gibi tesir yapar. Bu tesiri sindirebilmek ve uygun tepkiyi geliştirebilmek için egosal kimliklerimizi optimize hale getirmemiz gerekir....

ŞARTLANMA

Kendimizi tanımladığımız kalıplar, bir yandan bizi harekete geçiren ve deneyim süreçleri yaşamamızı sağlayan realitelerdir ama diğer yandan da bizi sınırlandıran öğelerdir. Şartlanma, bu kalıplara uygun biçimsel benlikler geliştirme halinde, sınırlandırıcıların ötesine geçemeyerek, bizim realiteye değil realitenin bize hakim olması ile gelişen, enerji kaybına yol açan ve tekamül sürecini yavaşlatan bir olgudur. Psikolojik, fiziksel ya da duygusal türlü şartlanma öğeleri; dogmatik görme biçimlerinde, farkında olmadan bizi sınırlandırır, yönetir ve varlıklar arasındaki ayrışmanın ateşini körükler. Bu yüzden, geçici olan bu hallerin tesirinde kalarak onlara saplanmak yerine, onları basamak olarak kullanarak ve sorgulayarak; gelişmiş vicdanı, yüksek bilgeliği ve birlik anlayışını içimizde keşfetmemiz gerekir. Nedir bu şartlanma öğeleri? İçimizdeki tanrısallığı keşfederek benliklerimizi ideal hale getirmek ve sevginin uygulamalarını yapmak için üçüncü yoğunluk derecesi derslerini alırız. He...