Bireyin tepki ve hareketlerine iki unsur yön verebilir. İlki düşüncesi; ikincisi ise düşüncesini gözlemleyerek elde ettiği algısıdır. Düşüncenin biçimlendirdiği tepki varlığın özüne ait değildir ve şartlanmış zihnin ürünüdür. Düşünce illüzyondur ve şartlanma doğurur. Saf algıdan ötürü verilen tepki ise, zaman düzlemindeki hareketli düşüncenin gözlemlenerek, bütün ve yalın halde görülmesinden ötürü verilir. Bu tepki ve hareket biçimi realiteye hakim olmaktan, yani sevgiden ve özden verilen tepkidir. Dualitenin neden olduğu özgür irade sapmaları bu şekilde giderilebilir. Realiteye bu sağlıklı gözlem biçimiyle hakim olunabilir ve tekamül basamakları tırmanılır. Şartlanmış zihin, imajların yani duygunun, inancın ve dogmanın kontrolü elinde bulundurduğu ve varlığın illüzyon içerisinde yönlendirildiği zihindir. Zihnin kontrolü büyük oranda varlığın elinde değildir, otomat yaşam biçimleri dahilinde algısı yönlendirilmeye yatkın olan varlık, manipülasyona açıktır. Sınırlandırıcıları...