Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BOYUT BİLİNCİ

Boyut seviyeleri varlıkların gelişen bilinç düzeyleri ve evrim seviyeleri ile orantılı olarak değişir. Üçüncü titreşim seviyesinde bulunan Dünya gezegeni, üzerinde yer alan varlıklarla beraber devre sonuna yaklaşırken türlü katalizörler ve hızlanmalarla titreşim seviyesini yukarı çekmeye çalışmaktadır. Üçüncü yoğunluk derecesi varlıklarının negatif ya da pozitif yönde kutuplaşma yolunu tercih etmeleri için türlü zengin deneyim imkanları sunan bu boyut; korku ve güvensizlik hislerinin hakim olduğu, katı ve dogmatik bilinç hallerinin hüküm sürdüğü bir boyuttur. Bu aşamada sevgi uygulamalarını deneyimleyen varlıklar, idraklerini artırarak titreşim seviyelerini yukarı çekmeye çalışırlar.  Dördüncü titreşim düzeyi sevgi ve idrak yoğunluğudur. Esasen sevgide bilgi yoktur, bilgiyle bakış açıları gelişen varlıklar giderek genişleyen sevgi realitelerini deneylerler. Bu aşamada birlik bilinci giderek daha çok gelişir. Şu an yeryüzündeki üçüncü titreşim düzeyi varlıklarının tümü kendilerini b...

ODAK

 Bizler hep sonuç odaklı yaşıyoruz. Yaşam amacımızın yolda ilerlerken an be an gözlemlemek olduğunu unutuyoruz. Yargılamadan, sevgiyle ve bilgiyle yapılması gereken bir gözlem bu, her adımda yüklerimizden, dar kalıplarımızdan ve cehaletimizden kurtulmak gerektiğini idrak etmemiz gereken bir gözlem... Bazen sonuç ne olursa olsun, hata yapmaktan korkmadan sadece bir tercih yapmak, yolda kalmak ve bu süreçleri idrak etmeye çalışmak yeterlidir.  Varlığımızın özü bilgiden oluşur ve doğası gereği bilgiyi talep eder, genişlemek ve daha çok bilmek ister, bu da ancak maddesel ortamlarda deney ve gözlem ile mümkün olabilir. Giderek daha da artan deneyimiyle nefsini tanır, sorgular ve vicdani değerleri yükselmeye başlar. İdrakli olma ve şahsiyet kazanma süreci böyle işler. Evrim bilgiyi işleme kabiliyetinin giderek yükselmesi demektir.  Maddeye bağlılığımız ve hırslarımız bizi farkında olmadan elde edilen sonuca odaklar. Bazen çok para kazanmak isteriz, bazen çok mutlu olmak, bazen ...

POTANSİYEL

 İçine doğduğumuz millet, ırk, din ya da kültürler değişken dünya realiteleridir ve hiçbiri sonsuz yolculuğunda varlığın daimi unsurları değildirler. Varlığın genişliği ve bilinç düzeyi içine doğduğu ırktan ve o ırkın genlerinden değil, ruhsal yapısının enkarnasyonlar boyunca biriktirdiği potansiyelinden ötür gelir. Hiçbir ırk birbirinden kutsal değildir, ayrım yapılamaz, kutsal olan yalnızca Allah'tır ve onun ışığı ve bilgisi varoluşun her zerresinde tüm yarattıkları ile beraberdir. Her varlığın yüzünde Yaratan'ı gördüğümüz ve ayrımı değil koşulsuz birliği idrak ettiğimiz zaman yüksek bir anlayışa ulaşabiliriz. Varlığımızın potansiyel vericisi enerjetik ruhsal yapıdır. Genişliği ve kapasitesi ondan kaynaklanır. Çivit rengi beden, yani astral beden sonsuz zekaya açılan süptil bedenimizdir (perispri) ve sarı renkli ışın bedeni dünya içerisinde sonda aracı olarak kullandığımız kaba bedenimizdir. Bu beden genetik aktarım yolu ile kalıtsal ve fizyolojik bilgilerimizi gel...

ERİŞİLMEZLERİN ERİŞİLMEZİ

 Tanrı'nın yolundan gittiğini düşünen ama henüz bir kez bile O'nun ne olduğunu sorgulamaya cesaret edememiş insanlar için, bu kavram bir put ve dogmadan ileriye gidemez. Bilginin sonsuzluğunu ve evrimin sürekliliğini kavrayabilenler, her bir yeni basamakta duyumsadıkları sevgi ve ulaştıkları realite düzeyinde O'na dair giderek gelişen bir anlayışa ulaşırlar. Bu anlayış, sonsuza uzanan ve kişiden kişiye; bilinç ve algı seviyesinin yüksekliği oranında değişkenlik gösteren bir arayış yolculuğudur. Yaratan'ın enerjisi varoluşu evreden evreye geçirir ve Yaratan daima yarattığı varlıkların ulaşabildikleri bilinç seviyesi düzeyinde; yarattıklarının algısında belirebilir ve onlar tarafından anlaşılabilir. Evrim yolculuğu sonsuz olduğuna göre bu arayış hiçbir zaman sona ermeyecek ve Tanrı, 'Erişilmezlerin Erişilmezi' olarak gizemini her daim koruyacaktır.  'Tanrı nedir?' sorusunu sormaktan korkmamak gerekir. Sorup düşünen, bilgiyle arayışa geçen insan; otomatizma...

CENNET & CEHENNEM

 Cennet, belirli bir evrimsel aşamayı tamamlamış varlığın bilinç ve farkındalık seviyesinin sembolüdür. Cehennem ise bedenli ve bedensiz hallerde, varlığın tekamülü için ihtiyaç duyduğu, kendi vicdanının gelişmişliği oranında duyduğu ızdıraptır. Ne cennet içinde hurilerin olduğu bir saray ne de cehennem sırta giyilen katrandan bir gömlektir. Kutsal metinlerde ham ve sembolik olarak verilen bu kavramlar, belirli evrimsel realitelerin artık açıkça anlaşılması gereken ifadeleridir.  Ruhsal varlık,  boyutlar ve realiteler arasında türlü maddesel bedenler kullanır, Yaratan'ın sonsuz ışığı ve bilgisi  doğrultusunda evrimini sürdürür. Sıralı enkarnasyonlar geçirir. Sonunda üzerinde yaşadığı gezegende belirli bir evrim aşamasına gelir. O artık belirli bir realitenin bilgisini deneyimlemiş ve yeni bir başlangıcın kıyısına gelmiştir. Ham olan bilincinin sevgi ve idrakle belirli bir olgunluğa erişmesi, kutsal metinlerde 'cennet', açık bilgiye ulaşması ise 'cennet meyveleri'ne ...

ALMA VERME DENGESİ

 Varlıklar, Sonsuz Yaratan'ın ışığını ve bilgisini evrenler içerisinde işleme, deneyleme ve aktarmakla yükümlüdürler. Tesir alır, oluşturur ve aktarırlar. Bu tekamülün tanımıdır. Devinim eden enerjinin boyutlar ve evrenler içerisindeki yansıması olan varlık ve sistemleri temel bir aktarım yani alma verme dengesi üzerine kuruludur. Sağlıklı aktarım, Yaratan ve yarattığı varlıklar için, enerjinin ulaştığı en uç noktada aktif deneyim imkanı sunar. Bu yüzden bizler Tanrı'nın yani sonsuz bilgeliğin ve yüksek bilincin hizmetçileriyizdir.  Alma verme dengesi ve kapasitesi, enkarnasyonlar boyunca varlıkların geliştirdiği bir yayılma bilincinden ötürü gelir. Yüksek vicdani değerlerimiz, bilgilerimiz ya da yaşam içinde elde ettiğimiz maddi gücümüz... Hepsi bu alışverişin ve etkileşimin sonucu ortaya çıkar.  Bir varlığın elindeki bilgiyle başka varlıkların aydınlanmasına aracı olması ya da maddi gücünü başka varlıkların tekamüllerine yardımda kullanması, vicdani niteliklerinin ve bi...

REALİTEYE SAPLANMAK

 Realiteler birer amaç değil araçtır. Bizleri yüksek bilince ulaştıracak, özümüzü gerçekleştirebilmemiz için katkı sağlayan, bilgi ve hislerimizin yaşamlar içerisindeki illüzyonik karşılıklarıdır.  Varlık nerelerden tesir aldığını ve hangi yaşam örgüleri içerisinde kendisini bulduğunu tespit edebilmelidir.  Din, millet, ırk, zenginlik, fakirlik, güzellik... ve bunun gibi tüm kalıplar, varlığın sonsuz tekamül yolculuğunda onun evrimsel gelişimi adına belirli bir dönem için planlanan geçici unsurlardır.  İdrakli yaşam, bu unsurların bizleri nasıl kalıpların ve şartlandırmaların içerisine yerleştirdiğinin her daim farkına vardığımız, onları amaç edinmediğimiz, onlar aracılığıyla sevgi, idrak, bilgelik ve bütünlük anlayışı yolunda ilerleyebildiğimiz zaman mümkün olacaktır.   Yaşam içerisinde bilincimizin ve vicdanımızın en yüksek anlayışlara ulaşmasını hedeflediğimiz zaman, Sonsuz ve Tek olan Yaratan'ı arayış yolculuğumuzda gerçekten varlık amacımızı gerçekleşt...