Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KURTARICI

 Hala bir kişinin ortaya çıkacağını ve sizi kurtaracağını düşünüyorsanız büyük yanılgı içerisindesiniz. Sizi kurtaracak yegane şey kendi yüksek benliğinizdir. Özünüzü gerçekleştirmeniz; deneyim ve bilgiyle yüklerinizden kurtulmanıza, aktif, farkındalıklı bir yaşam sürmenize bağlıdır. Sorumluluk size aittir. Bilgi kaynaklarınızı iyice analiz etmeli, ham anlayışlarınızı sorgulayarak dönüştürmelisiniz. O gün geldiğinde ne rütbeniz, ne milletiniz, ne inanç sisteminiz ne de herhangi bir egosal kimliğiniz sizi kurtaramayacaktır. O gün belirleyici olan tüm bu geçici realitelerden süzülüp arta kalan kendi özünüz yani vicdanınız olacaktır. Gereken bilinç ve deneyim seviyesine ulaşmak için geçici bir süreliğine üzerinde bulunduğumuz yeryüzü düzlemi, realiteleriyle beraber Sonsuz Yaratan'ın tekamülümüz için dizayn ettiği bir mekandan ibarettir. Tıpkı evrenin her yerinde, diğer gezegen ve sistemlerde de olduğu gibi belirli aşamaları tamamlamak için burada bulunuruz. Dünya gezegeni 3. titreşim ...

BİLEREK YAŞAMAK

 Varlık, yaptığı en küçük bir hareketi neden yaptığını bilmeli, düşüncesinin içeriğini ve yönelimini sürekli olarak analiz edebilmeli ve söylediği herhangi bir sözü neden söylediğinin, sonuçlarının ve etrafındaki varlıklara olan etkilerinin farkında olabilmelidir. İdrakli olmak, bilerek hareket etmek demektir, bilerek hareket etmek ise tüm kararlarını herhangi bir dine, toplumsal zümreye, geleneğe ya da kalıba bağlı kalmadan aklının ve sezgilerin ulaşabileceği en yüksek noktada; bilerek yaşayan varlığın koşulsuz olarak kendisinin vermesi demektir. Sonsuz Yaratan'ı arayışımız korku, baskı ve sindirme ile değil; bilerek, dogmaları çözerek, O'nu ve sonsuz bilgeliğini yaşamın, bilginin ve deneyimin en uç noktasında arayarak devam etmelidir. Bilerek yaşayan varlık nasıl bir varlıktır? - Duyumsadığı varoluşun her bir zerresinde Yüce Yaratan'ı görebilen, bu doğrultuda hareket, düşünce ve yaklaşım tarzını en yüksek vicdanı değerlere ve yüksek bilince uyumlayan, tesir aldığı noktala...

DÖNÜŞÜM

 Acılarımız, bağımlılıklarımız ve travmalarımız, bizi dönüştücü potansiyele sahip açılmayı bekleyen birer hazine sandığı gibidir. Blokajlar; çakralarımızdaki enerji akışını verimsiz hale getirir ve yaşamsal deneyimleri pasifize eder. Böylece enkarnasyonumuzun verimsiz ilerlemesine yol açar. Yapmamız gereken yegane şey egosal tutumumuzu dönüştürüp, kurban psikolojisinden sıyrılıp, kendimizi değersiz hissetmekten vazgeçmemizdir. Bizler çok yüksek potansiyellere sahip değerli varlıklarız. Yaşamın geçmiş imajlarında değil, şu anda içimizden akıp gittiğini anımsayabiliriz. Yaralarımızı kabul edip, onları sarmalamalı, şefkatle dönüştürmeli ve bütünü sevmeye önce kendimizden başlamalıyız. Varlık, yaşam içerisinde yeterli deneyim ve bilgi düzeyine ulaşabilmekle varoluş amacını gerçekleştirebilir. Enkarnasyon; gözlemlemek ve deneylemek demektir. Bu hal, madde odaklı yaşamanın ya da tamamiyle ruhani bir görüntüye bürünmenin ötesinde, dengeli ve aktif bir hayat sürmekle mümkün olabilir. Yaşam...

SEÇİM

 Negatif yönlü korku ve endişe söylemlerine kapılıp, enerjimizin düşmesine izin vermemeliyiz. Bilgi kaynaklarımızı iyice analiz etmeli ve tesir noktalarımızı iyi ayarlamalıyız. Evrende görünen hiçbir durum ve halin düzensiz olmadığını, tüm işleyişin; yüksek koruyucu mekanizmalar ve ilahi yasalar ile kontrol altında tutulduğunu unutmamalıyız. Yaratan tektir ve O'nun katında kutuplaşma yoktur, kutuplaşma yaratılmış varlıklar içindir ve tekamülümüz için gereklidir. Negatif gibi görünen ayrışma ve kutuplaşmaya yönelik tüm yaşamsal olgular; pozitife yönelimin, idraklenmenin ve birliğe giden anlayışın potansiyel vericisidir. Düşüncelerimiz canlıdır, onları olumlu ve bilgiye dayalı hale getirmek de bize bağlıdır.  Bireysel ve toplumsal düzlemde, karşılaştığımız her olay ya da içinde bulunduğumuz her durum planlıdır. Felaketler, kayıplar ya da adaletsizlikler bizler için, yerinde ve zamanında gereken tepkiyi geliştirmemiz için uygun zemin hazırlarlar. Birilerinin toplumsal kitleleri m...

İÇSEL ÖZGÜRLÜK

Her varlığın içindeki tanrısal öz farklı karakterdedir. Bilgiden oluşan bu öz, bilginin uygulamalarını yaptığı realiteler içinde kendisini gerçekleştirmek için yol alır. Her varlık kendi içine dönerek bunu kendisi için yapabilir. Gölgeleriyle yüzleşir, içindeki tanrısallığı keşfeder, yaratılışı sorgular, yüklerinden kurtulur. Ruhsal yapı bu sayede genişler ve bakış açısı giderek gelişir. Evrim, varlığın kendisini giderek daha çok bilmesidir. İçsel özgürlüğe ancak bu yolla adım adım ulaşılabilir. Bir insanın içsel özgürlüğe kavuşabilmesinin ilk koşulu sorgulamasıdır. İdrakli yaşamak ya da otomatik davranışlar sergilemek, giderek şahsiyet kazanan ve bilinçlenen varlığın kendi elindedir. Bilerek yaşayan varlık nereden tesir aldığını, hangi olayın ve etkileşimin kendisini nasıl etkilediğini ya da kendi gelişim aşamalarını an be an takip edebilen varlıktır. Bu süreç kişiye özel bir keşfetme sürecidir. Bu süreç varlığın kendi kendisini yönetebilme, bilgiyle ve deneyimle yaşam içerisinde akti...

YAYILIM

Yaşam andadır. En önemli an, geçmiş ve gelecek vizyonlarına takılı kalmadan dolu dolu yaşadığımız ve Yaratan'ın sevgisinin ve ışığının içimizden akıp geçmesine izin verdiğimiz içinde bulunduğumuz andır ve o anda en önemli insan karşımızdaki insandır. Bir kişinin gelişimine yapılan katkı bütüne yapılan katkıya eş değerdir. Bir kişinin dönüşmesine hizmet etmek onunla beraber deneyimleyen Sonsuz Yaratan'a hizmet etmektir. Varlıkların, yaşam realiteleri içindeki çatışmaları, dayanışmaları ve etkileşimleri; onlara bilinçlenmeleri ve idraklenmeleri adına birçok fırsatlar sunar. Bu değişim bireyden başlar ve giderek bütüne yayılır. Yayılım tıpkı atılan bir taşın suda oluşturduğu halkalar gibidir.  Şu an yeryüzünde bulunmamızın nedeni gözlem yapmaktır. Yaşadığımız her bir enkarnasyon; dürbünle bir noktaya odaklanıp, o noktayı bir süre için izleme, deneyleme, analiz etme ve sonuçlarını özümseme örneğine benzetilebilir. Bu gözlem araçları; zaman enerjisi ile boyutlar ve mekanlar arasında...

BİRLEŞİK

 Evren içerisinde algıladığımız tüm ayrık görünen parçalar, içerisinde bulunduğu madde ortamına ve bilgi işleme yeteneğine göre, yani Tanrı'ya hizmet etme derecesine ve gördüğü fonksiyona göre birbirinden yalnızca bir illüzyonla ayrılmışlardır. Her varlık evrim ihtiyacına göre kalıptan kalıba girer ve maddeye şekil verebilir. Yanılsamamız; algıladığımızı sandığımız varlığımızın şekiller ve sınırlı maddesel kalıplardan ibaret olduğu noktasındadır.  Bizler görünenin ötesinde çok büyük ruhsal potansiyellere sahip varlıklarız. Bilgimiz ve görgümüz arttıkça beden ve potansiyel verici ruhsal enerji arasındaki bağıntıyı daha iyi kavrayabiliriz. Bu, Tanrı'ya yaklaşmanın yani sonsuz evrim yolunda bir adım daha atmanın tarifidir.  Varlık imajinasyon yeteneğinin  gelişmesiyle birlikte madde üzerinde hakimiyet kurmakta ilerler. Kullandığımız beden katmanları, ürettiğimiz araçlar, gezegenler, galaksiler, evrenler hepsi birer düşüncenin eseridir. Bu yaratım unsurları ne kadar birb...